✿ Kitap Eleştirisi: Gözlerini Sımsıkı Kapat- John Verdon ✿

22.8.13

Herkese merhaba ^^

John Verdon'dan gelen bu ikinci harika kitabı bir saat önce bitirmiş bulunmaktayım. Hemen eleştirisini yazmak istedim. Nerdeyse üç günde bitirdiğim bu süper akıcı romanı herkese tavsiye ediyorum:)

*
Romanımızın ilk önce her zamanki gibi kapak tasarımından başlayalım: Koridor Yayınlarından çıkan kitap 566 sayfadan oluşuyor. Klasik Koridor kapağı olduğundan siyah ve beyaz renklerin hakimiyetini görüyoruz. Yazarın ilk romanındaki gibi bir anagram oluşturulmaya çalışılmış, yalnız ilk romanının aksine bu kez harflerle. Üç sıra üçlü harf dizisinin ilkinde alfabenin ilk 3 harfi, ikinci dizisinde' YAK' harfleri,üçüncü dizisinde ise alfabenin son harfleri dikkat çekiyor. Aslında bu Y-A-K'nin anlamı yokmuş gibi gözükse de belli bir anlamı olduğu kitabın sonundaki olayın kendisinde açıklığa kavuşuyor:) Fazla spoi mi oldu ne? Aman neyse...
Açıkçası bu Y-A-K ile ilgili daha farklı bir bulmaca beklerdim, bulmacalarla dolu deniliyor arka kapakta ama bence 'Akıl Oyunları-Daniel Palmer'da' daha fazla bulmaca vardı..Aslına bakarsanız bence bulmacanın gerçek anlamı da o kitapta. Ben bu kitapta bulmaca falan görmedim:(


Arka kapağa gelecek olursak sırf yazıdan oluşuyor da diyebiliriz- bu açıdan Verdon'un kapak resimleri yok. Resme karşı ilgisiz midir nedir? Bu fikir pek beni sarmıyor, gerçi biz kapağını değil kitabı okuyoruz ama yine de insan resimlerin kitap önlerinde ne kadar da hoş durduğundan bahsetmeden geçemiyor.
*

Kitabın arka kapağını da bitirip içeriğe geçecek olursak: Kentin gürültüsünden uzak bir kırsal kesime yerleşen ve ömrünü çiçeğe böceğe adayan Dave Gurney, NYPD'nin inanılmaz dedektifi emekli olmuştur. Ancak yakasından düşmeyen dostlara sahiptir. Üstlenmesi istenen bir olayı önce reddeder fakat sonrasına temkinli yaklaşarak araştırmalara girişir.Olay basittir: Sosyetik ve kitaptaki tabiriyle BOK gibi parası olan bir ailenin kızları düğün gününde damadın evinin arkasındaki bahçıvan kulübesinde başı koparılmış olarak bulunur. Katil bahçıvandır ve herkes bundan emindir ancak bu işlerin sadece öyle gösterilmek istenen kısmıdır. Gurney ipuçlarıyla gerçeklere ulaşır...
*
Evet, içeriği böyle olan bir roman okudum. Güzel miydi? Kesinlikle evet. Ancak eksiklikler, gariplikler de mevcuttu bana göre. Şöyle bir bakalım: 
*
Romanın dilini çok sevdim, hele ki Dan Brown'dan sonra çok iyi geldi de diyebilirim. Akıcı olduğu kadar da anlaşılırdı, tercümana sevgiler...
Romanda üstün yetenekli ve acayipzeki olarak görülen ve çevresi tarafından da bu şekilde tanımlanan Dave Gurney'in bana göre sıkışık bir ruhu vardı.Sanki mesleği ve eşi arasında sıkışıp kalmış gibiydi ve bu romanın her zerresinde fazlasıyla hissedildi.
*
Roman kendi içinde 3 parçaya bölünmüştü. Her bölümde de başlıklı yazılar mevcuttu. Ben bunu çok sevdim, sürekli akan bir romanı elinizden bıraktığınızda kaldığınız yeri tekrar bulmanız zordur, ancak başlıklı romanlarda hangi başlıkta kaldığını bilirsin ve buna göre elinden bırakıp geri alabilirsin. Bence başlıklar bu pratikliğinin yanında ilginçliğiyle de dikkat çekiyordu.
*
Bildiğim kadarıyla David Gurney'in ikinci romanı bu. İlk romanıyla benzer birtakım özellikler içeren bu romanda benzerlikler hem canımı sıktı hem de ilgimi çekti.
Negatif bir eleştiri: Sürekli Dave'in zihnindeki sorulardan aynı yerde dönüp duran bir girdap gibi hissettim kendimi. Sadece kendi kendine düşünen bir kahraman hayal edin, çevresinden çok kendiyle konuşuyor. İyi güzel de bu bir sürü soruya sebep oldu, bu sorulardan çok sıkıldım açıkçası (:
*
İnsanların bu kadar tekdüze düşünmeleriyle ilgili yani bu fikri içinde barındıran birkaç roman okudum ama bu bana hiçbirinde inandırıcı gelmedi,şimdi de gelmiyor. Güya herkes tek yönlü düşünürken dedektif birden fazla yönde düşüncelerini geliştiriyor. İnsanlar bu kadar aptal olamaz, bu kadar aptal da gösterilmemeli bence. Sadece iyi kahramanlarımız birden fazla düşünme yöntemi ve yönüne sahip, diğer kahramanlar sadece bahçıvanı görüyor ve katil bu diyor. Bence inandırıcı değil. Evet, günlük yaşamda belki böyle olabilir,insanlar uğraşmaktansa zaten belli ve kabul edilen bir katili bulmaya çalışabilir ama bu hareket romanda dedektifin ününü,zekasını, yeteneğini abartmaktan başka bir işe yaramıyor. Bence biraz daha karmaşa katmak yerine inandırıcı olabilmeyi tercih etmeliydi.
*
Romanın başlarındaki Meksikalı bahçıvan ifadesi, Meksikalı nitelemesiyle değil ama bahçıvan nitelemesiyle üç kişiyi birden çağrıştırıyor,bilmem fark edildi mi? John Verdon (karısıyla kırsala taşındığı yazıyor kitabın sonunda)-Scott Ashton'ın yarattığı olmayan bahçıvanı ve de Dave Gurney'i bence. ( O da eşiyle onun isteği üzerine kırsala taşınıp kuşkonmaz yetiştirmeye başlıyor.)
*
Bence bu kadar zeki adamlar emekli olmamalı, yerine şu gelenlere bakın! ( Blatt-Arlo ve Rodriquez)
*
Romanda Dave'in emekli olması işleri zorlaştırsın diye tercih edilmiş gibi görünüyor. Böylece olay yerini inceleme ve diğer işler için yasal dayanakları yok olmuş oluyor. Bu da işleri epey zorlaştırdı elbette, Dave sürekli başkalarına muhtaç oldu:(
*
Romanda ilk 450 sayfa ufak tefek arada bir hortlayan ipuçlarıla idare etmek zorundasınız,ancak 450. sayfadan sonra açıklama ve gerçeklerin bombardımanı başlıyor, öyle ki sayfaları okumuyor adeta yutuyorsunuz!
*
Romanın ilk 450 sayfasında hatta nerdeyse tamamında zaten soruşturma var. Ancak bu insanların ağızlarından laf almak çok zor... Dave bayağı bir uğraştı da diyebiliriz.
*
Galiba bu kadar çok polisiye okuya okuya artık bu iş çığrından çıktı. Birçok şeyi önceden tahmin ediyorum ve sanırım bu olayın heyecanını azaltıyor.
*
O kadar kızın kaybolduğu Mapleshade neden kitabın sonuna kadar bir defacık da olsa sorgu alanın dahiline girmedi merak ediyorum doğrusu. Ama buna yazarın son fikrinin engel olduğunu görüyoruz. Kilisede son! Ne muhteşem ama!
*
Dave'in sadece bazı ayrıntıları görebilmesinden dolayı kendisine Sherlock adının takılması çok hoşuma gitti:)
*
Olayları göründüğünden çok farklı bir şekilde görmek için bu kadar zeki olmak şart mı?Gerçekten en başta başı kopuk gelin cinayetinden örgütsel bir alana doğru gitti olay. Romanda her şey gerçekçiydi, sahte tesadüfler yoktu bence. Kısaca: SEVDİM!

Kitaba puanım: 5


Takipte Kalın




hasibecengizkarakuzu@gmail.com

Herkese sevgiler,

Hasibe ♥️ 

                                                       



You Might Also Like

15 yorum oku / yaz

  1. Yazarın her iki kitabını da bir solukta okudum, ikisi de muhteşemdi !! Tespitlerine katılıyorum :) son zamanlada polisiyeye biraz ara verip Jojo Moyes'in 'senden önce ben' adlı kitabını okudum, muhteşemdi tavsiye derim. 'Uçurtma Avcısı'ndan sonra yazarın 'Bin Muhteşem Güneş' adlı kitabını da muhakak oku.. sevgiler, Zeynep

    YanıtlaSil
  2. yorumun ve önerilerin için çok teşekkür ederim:) Kesinlikle ben de sana katılıyorum, mola zamanı:) Bin Muhteşem Güneş için arayıştayım. Değerli görüşlerini paylaşma nezaketinde bulunduğun için tekrar teşekkürler:)))

    YanıtlaSil
  3. Bir kısımda "Güya herkes tek yönlü düşünürken dedektif birden fazla yönde düşüncelerini geliştiriyor. İnsanlar bu kadar aptal olamaz, bu kadar aptal da gösterilmemeli bence. " demişsin ya ona katılmıyorum. Çünkü diğer insanların direk pala cinayet silahı diye yorumlama sebepleri ayrıntıları görememeleri değil, görmeye ÇALIŞMAMALARIYDI.

    YanıtlaSil
  4. Değişik ve yoruma çok açık bir bakış açısı... Ama ben bu durumun bizzat yazar tarafından oluşturulduğnu düşünerek böyle yazdım, çünkü hikayeler de romanlar da yazarlarının fikirlerinden etkilenirler...:))))))))))

    YanıtlaSil
  5. Adsız13.5.14

    Bence paul cleave in kitaplarını okunçok seveceksin müthiş bir kurgu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette okurum, öneriniz için çoook teşekkür ederim :)) Aslında bana kalsa dünya üzerindeki tüm kitapları okumak istiyorum ya neyse :D

      Sil
  6. Adsız20.5.14

    Yazarın ilk kitabını yani aklından bir sayı tutu cok begendim öyle ki bir buçuk günde bitirdim ve itiraf edeyim ki katilin zekasına hayran kaldım.Tabi zeki dedektifimizin olaylar karşısındaki soğuk kanlılığına ve cinayetleri çõzme becerisinede.ikinci kitabını da mutlaka okuyacağım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarın benim bildiğim üç ya da dört kitabı var... Bence hepsini okumalısın, hepsi muhteşemler... :))

      Sil
  7. Merhaba :) Öncelikle sahte tesadüf konusunda haklisin ben 3ü okumadan 4'ü okudum ama 4. de baya tesadüf var hani o kadar da olmaz dedirtecek türden bana göre 2. kitap 1. si kadar iyi değildi.
    John Verdon'un yazış tarzını çok beğeniyorum.Davud karakterine hayranım. Bi de ben bu kitabı çıkar çıkmaz okumuştum (okuduğum kitapları unutmaktan nefret ediyorum!) o yüzden pek hatırlamiyorum sonunu bi yerde yangın çıkmıştı sanırım kitabın özetlerine bakarken gördüm zaten eleştirini :D ama Jack ve David'in okula gittiktrn sonraki kısmı bulamadım. Rica etsem o kısımdan sonrasını bana özet geçer misin? Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  8. şimdilik bu isteğinizi yanıtlayamam, çünkü kitabı okumamın üzerinden epey geçti... Tekrar okuduktan sonra seve seve yanıtlarım...

    YanıtlaSil
  9. Harika bir kitaptı, eleştirilerini de oldukça haklı buldum... Ben de kısaca sevdim :)

    YanıtlaSil
  10. Adsız2.5.16

    Katil kim Allah aşkına

    YanıtlaSil
  11. Adsız2.5.16

    Katıl kimmm

    YanıtlaSil
  12. Y A K harflerinin anlamı nedir. Yardımcı olursan çok memnun olacağım. Şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil

Fikrini paylaşırsan çok sevinirim:)))