✿ Kitap Eleştirisi : Beyaz Diş : Jack London ✿

3.7.15

Herkese merhaba !

Keyifli serin bir Hisarcık Cumasından selamlar herkese... Umarım keyifler yerindedir, bugün sizlerle okuduğum ve dün sabah bitirdiğim son kitabımın eleştirilerini ve yorumlarını paylaşmak üzere blogumdayım. Kütüphaneden edindiğim altı kitaptan dördüncüsü olan bu güzel eseri gelin birlikte inceleyelim.

Kütüphaneyi keşfetmemle  bir sürü güzel eseri okuyup faydalanma şansım da oldu. Son aldığım altılı arasından okuduğum dördüncü kitaptı bu. Aldığım her partide önceliği kalın kitaplara vermemden dolayı geriye kalan kısa kitapları okumam kolay oluyor. Ben de Ramazan Bayramı'na kadar yeni kitaplar almak istiyorum o yüzden okumalarıma biraz hız verdim de denilebilir. Sizlere de özellikle belirli süreler içerisinde kitap okumak istiyorsanız önceliği kalın kitaplara vererek daha hızlı bir şekilde ilerlemenizi tavsiye ederim.

Kitabımız Şule Yayınları'ndan çıkma ve yaklaşık olarak 222 sayfa.


Kitabın ön kapağı aslında diğer yayınevlerinden çıkanlar gibi Beyaz Diş isimli kurt köpeğini ağırlıyor. Genellikle kızıl, sarı ve siyahın hakim olduğu bir kapakta beyaz diş oldukça geri planda kalsa da yine de tasarımını sevdim. Arka kapakta da kitabın son bölümlerinde yer alan oldukça yanıltıcı bir paragraf okurun dikkatine sunulmuş. Şahsen ben bu paragrafı okuyarak kandığımı itiraf etmeliyim. Arka kapaktaki paragraf Beyaz Diş'in San Fransisco'ya inişiyle başlıyor ve sanki insanlar arasında tek başına yaşayışı gibi bir izlenim uyandırıyor. Yani ben öyle zannetmiştim :(
*
Kitabın konusuna gelecek olursak; konu; Beyaz Diş'in annesi ve babası olduklarını sonrada öğrendiğimiz kurtların ve köpeklerin dalaşmasıyla başlayan ama daha çok Beyaz Diş isimli bir kurt köpeğinin Kuzey ülkelerinden birinde doğumundan itibaren ayrılana dek yaşadığı maceralarını ve anılarını içeriyor. Kuzey ülkesinden ayrılınca da gittiği yerden bir iki macerası anlatılıyor. Esas kitabı bence dünya klasikleri arasına sokan ise kitabın bir anlatıcının gözünden anlatılması ile kurt köpeğini kişileştirip düşüncelerini ve duygularını sanki köpek şeffafmışçasına görüp anlatmasıdır. Gerçekten muhteşem bir şeydi.


Kitabın sayfa sayısı gerçekten az ama benim okuduğum kitaptaki punto küçüktü. Sayfalar dolu doluydu, diyalogsa yok denecek kadar az. Bu yüzden okurken biraz zorlandım ama daha ziyade bir macera kitabı olduğundan akıcıydı ve kolay okuduğum da oldu. Aslında kitap için sadece Beyaz Diş'in maceralarını anlatıyor denemez, karşısına çıkan insanlara karşı duygu ve düşünceleri, olaylara karşı bakış açısı, bir hayvanın bakış açısı vs. gibi düşünce ve duygu anlatımları da epey çoktu.
*
Kitabın girişinde yazarımız hakkında kısa bir bilgilendirme paragrafı karşılıyor bizleri. Ardından çok faydalı bulduğum ve her kitapta olmasını istediğim bir 'İçindekiler' bölümü var ki ben buna gerçekten bayıldım. Kitabın bir sonraki sayfasında ise Sunuş kısmında çevirmen Ohan Düz'ün kısa görüşleri yer alıyor. Ardından kitaba ilk bölümle giriş yapıyoruz.
*
Bana göre ilk bölüm oldukça konudan uzak bir şekilde yine şaşırtmacalarla başlıyor. Ben ilk başlarda Beyaz Diş ile tanıştığımı düşünürken meğer o beni ilerleyen sayfalarda bekliyormuş. Konu başlıkları inanılmaz yaratıcı ve asla okumadan bir anlam yükleyebilinecek şekilde değil. Kitabı okudukça daha doğrusu bölümleri okudukça anlam yüklemeye başlıyorsunuz. Kitabın yine bölüm bölüm yazılmasından hoşlandım.


Kitabın dili günlük konuşma dili, çünkü zaten Beyaz Diş'in günlük maceralarından bahsediyor, duygu ve düşünce anlatımlarında da yine bir hayvanın yerine koyduğundan kendini basitlikten şaşmıyor. Eğer puntoları biraz büyük tutulsaydı benim de çok kolaylıkla okuyabileceğim bir kitap olurdu. Ben eserin dilinden değil de puntosundan yana biraz sıkıntı yaşadım.
*
Kitapta bir köpek ya da kurt mu olduğunu anlayamayan ve çoğunlukla içgüdülerinin sesine uyan bir kurt köpeğinin yaşamından kesitler gördük. Daha uzun yazılabilirdi belki kitap ama bu da bence yeterliydi. Beyaz Diş tüm hayatı boyunca önce Kızılderililerle tanışıyor sonrasında da üç tane sahibi oluyor. Bu sahiplerden biri ve ilki onu ne seviyor ne de kötü davranıyor, orta halli davranıyor. Sonrasında katakulliyle köpeğe sahip olan sahibi ise ona çok kötü davranıyor ve onu kafese kapatıp diğer köpeklerle dövüştürüyor. Son sahibi ise onu ölmek üzereyken kötü sahibinden alıyor ve ona dünyanın sevgisini sunuyor. Böylece Beyaz Diş üç türlü sahiplik de görmüş oluyor. Bu sahiplere hayvan bakış açısından Beyaz Diş'in tanrı gözüyle bakması ise isabetli olmuş. Bu köpek ya da kurt bakış açısını çok iyi yansıtmış yazar. Beyaz Diş'in kimi zaman konuşacağını ya da yazar tarafından olağanüstü bir yaratık olmasından dolayı konuşturulacağını düşünsem de o hiç konuşmadı sadece hırladı ve tüm ömrü boyunca iki kez de havladı. Sadece onun düşüncelerini ve olaylara bakış açısını anlatan kişinin anlatımlarından okuyabildik.
*
Kitapta Beyaz Diş üzerinden kalıtım ve çevrenin hangisinin bir hayvan üzerinde daha çok etki ettiğini gözlemleme şansımız da oldu ve bunun sonucunda münazaralarda sıklıkla yer alan hatta benim de yer aldığım bir münazarada kazanan tarafın hangisi olduğunu öğrenmiş olduk. Münazarada bu ikilemi savunacak olanlar mutlaka okumalı bu kitabı, ondan sonra yeniden düşünmeli!


Maceralarda oldukça fazla heyecanlandım ve ayrıntılı anlatılan birkaçında hep Beyaz Diş'in ölmemesini istedim tabi olay bitene kadar da meraktan çatladım. Güzel anlatılmıştı özellikle kavga sahneleri.
*
Kitaptan anladığım üzere yazar kurtları ve köpekleri ya çok iyi gözlemlemiş ya da bolca belgesel seyretmiş, zira her bir hareketlerini ezbere yazmış gibi. Öyle gerçekçi ki üstelik. Bazen hayvanları aslında hiç anlayamadığımızı ve onların da duygu ve düşünceleri olabileceğini düşünüp durdum. Hele hayvanların saldırmalarının altında devamlı tehdit duygusunun olduğunu okuduktan sonra onları daha iyi anladım da diyebilirim. Zaten bence hiçbir hayvan herhangi bir tehlike sezmeden ne insanoğluna ne de hayvan cinsinden bir yaratığa zarar vermek istemez, ancak zorunda kaldığı zaman buna teşebbüs eder. Bu romanda bunu daha iyi görebiliyoruz.
*
Roman dedim ama bu kitap bana göre romanla hikaye arasında bir sayfa sayısında. Her ne kadar roman diye geçse de bence ya kısa roman ya da hikayemsi roman. Beyaz Diş'in tüm hayatını detaylarıyla okumak isterdim doğrusu ^.^ Bu arada kitap yine fabl olarak nitelenemez çünkü hayvanlar konuşmuyor.
*
Kuzeyde Kızılderili olayı kafamı karıştırdı. Kuzey ülkelerinde üstelik de bahsedildiği kadar soğuk ve kışın hüküm sürdüğü kuzey ülkelerinde Kızılderililerin ne işi olur diye çok düşündüm. Belki Eskimolar olabilir dedim ama bilemedim?


Kısacası, eğer hayvan severseniz, dünya klasiklerine meraklıysanız, kısa sayfalı akıcı kitap arayışındaysanız, Beyaz Diş'in maceralarını merak ettiyseniz, bir köpeğin ya da daha doğrusu bir hayvanın gözünden çevrenin ve insanoğlunun nasıl gözüktüğünü merak ediyorsanız, kalıtım ve çevrenin ikileminde kalmışsanız, felsefe ve düşünce kitapları okumayı seviyorsanız, kısa hikayemsi romanlardan hoşlanıyorsanız, kuzey ülkelerinin pek tanıtımı olmasa da meraklısıysanız, günlük dilde bir yol arkadaşı arıyorsanız bu kitabı sizlere tavsiye edebilirim. Ancak kısa kitaplardan hoşlanmıyorsanız, punto benim için büyük sorun diyorsanız ( ki o zaman farklı yayın evlerinin yayınlarına bakabilirsiniz), diyalogu az kitapları sevmiyorsanız bu kitaptan uzak durun derim ben! Gerçi herkesin böyle bir eseri okumasını çok isterim ya neyse :)

Kitaba puanım :5

*

Takipte Kalın




hasibecengizkarakuzu@gmail.com
Herkese sevgiler, 

HC
























You Might Also Like

6 yorum oku / yaz

  1. iki üç aydır kitap okuyamıyorum ve kendimi kötü hissediyorum:((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendinizi kötü hissetmeniz güzel ben de okuyamayınca kendimi eksik ve kötü hissediyorum. Ama daha önce okuyup beğendiğiniz bir kitapla ya da kısa küçük bir öyküyle ya da distopya türünde akıcı bir kitapla okumaya yeniden başlamalısınız, başka çaremiz yok :( Bizler okumadan yapamayız ^^

      Sil
  2. Lise yıllarında okuduğum bir kitaptı ve gerçekten sevmiştim.O zamanlar bir kütüphanem yoktu ama artık ve bir an önce orada olmasını istediğim bir eser.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de kütüphanemde yer vermek isterdim kendisine, klasikler illa ki her dönem klasikler işte ^^

      Sil
  3. Eserin plani nasildir

    YanıtlaSil
  4. eleştirinizde kitabın yazarı kurtlar hakkında çok belgesel izlemiş olmalı ki diye bahsetmişsiniz. Fakat eser 1909 yılında yazılmış, o dönemlerde belgesel ve televizyon tam anlamıyla yoktur.

    YanıtlaSil

Fikrini paylaşırsan çok sevinirim:)))