✿ Kitap Elestirisi : Kuyucaklı Yusuf : Sabahattin Ali ✿

4.1.15

Herkese kocaman günaydınlar ^.^

Güzel ve bol buzlu bir Hisarcık sabahından selamlar :) Nasılsınız değerli okurlar, umarım keyifler yerli yerindedir :) Bugün sizlerle yeni yılın ilk kitap eleştirisi olma özelliğini ve güzelliğini de taşıyan bir Sabahattin Ali kitabını ve eleştirilerini paylaşacağım... Üçüncü kütüphane ganimetim de Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf isimli kitabı.... Son zamanlarda epey popüler olan bu kitabı Perşembe günü bitirdim ve hemen paylaşarak diğer kitabıma başlamak istedim :) Hadi o zaman başlayalım :)
*
Kitabı buradaki halk kütüphanesi raflarında görür görmez aldım, çünkü Sabahattin Ali'den bir kitap zaten okumuştum ve kaleminin diğer kitaplardaki halini merak ediyordum :) O yüzden tereddüt bile etmedim :) Sabahattin Ali'den Kürk Mantolu Madonna eleştirim için şuraya tıklayabilirsiniz :))
*
Kitabımız Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkma ve yaklaşık olarak 221sayfa...


*
Kitabımızın ön kapağında diğer Sabahattin Ali'nin KYK yayınlarından çıkan kitaplarında da olduğu gibi kendi resmi yer alıyor... Çok da iyi yapıyor :) Diğer tasarımlar da şu şekilde:


*
Vakti zamanında değeri bilinmeyen ender yazarlardan olduğu için günümüzdeki popülaritesine uygun bir çalışma bence :) Adı da cismi de insanların hafızalarına kazınmaya çalışılıyor... İlk eleştirimde bahsetmememe şuan şaşıyorum ama sahi nasıl oldu da Sabahattin Ali bu kadar ünlü bir yazar haline geldi ? Özellikle bloggerlar arasında patlamış durumda şuan :) Eh en belirgin örneği de kendimden verebilirim: Ben de bir bakıma popülaritesi olan bir kitap olduğu için kütüphane rafından çekip almadım mı?
*

Kitabımızın arka kapağını ise olağanüstü çok beğendiğimi söylemeliyim. Ufak bir pasajla başlayan nefis bir anlatım, yayınevinin yine harika iki paragrafıyla sonlanıyor :) Şöyle ki:

*
Kitabımızın konusuna gelecek olursak; adı üzerinde olduğu gibi Yusuf isimli bir karakterin hayatını anlatıyor... Yusuf, Aydın'ın Nazilli kazasına yakın Kuyucak isimli bir köyde dünyaya gelmiş bir çocuktur. Altı- yedi yaşlarında köyü basan eşkıyalar tarafından gözleri önünde annesi ve babası öldürülmüştür. Kaza kaymakamının bu yetim çocuğu evlat edinmesiyle birlikte Yusuf'un hazin hikayesi bambaşka bir boyut kazanır...
*

Arka kapak yazısına hasta olmamak mümkün mü? Kitabın içerdiği her şeyi iki üç kelimeyle aktarmışlar : Yusuf'un romantikliği, naifliği, başka bir dünyadan gelmiş gibi duran ince ruhu, trajik sonu, ve unutulmaz lirik aşkı... Ağulu, zalim taşra... Muhteşem bir yazı olmuş, tebrikler :)
*
Sabahattin Ali'yi aslında kendi tarzıma hiç uygun bulmamama rağmen, yukarıda da açıkça itiraf ettiğim üzere popülariteye aldanıp da okuduğum bir kitap olmasına rağmen, ilk başlarda kitaba hiç iştirak edemeyeceğimi düşünmeme rağmen Anadolu denince Reşat Nuri bir, Sabahattin Ali iki olarak aklımda kalacak bir roman oldu bu...
*

Sayfa sayısı az olmasına rağmen, içerdiği yoğun anlam, eski kelimeler ve uzun düşünce cümleleri vs. yüzünden benim için zor okunan bir roman oldu. Öyle ki ilk elli sayfayı yaklaşık beş günde okumak istemememe rağmen kendimi zorlayarak okudum :( Bunda kendi kendime değirdiğim nazarın da etkisi var mıdır bilmem ama :) Son gün yani Perşembe günü de bir başlayıp sonuna kadar devam ettirerek zar zor bitirdiğimi itiraf etmeliyim. İlk başlarda kitabın pek akıcılığı yok malesef :( Sonralarda geliyor akıcılık...
*
Aslında böyle düşünce romanları, pasif kişilerin hayatları vs. beni sıkar, çileden çıkarır o yavaşlıkları... Ancak Kuyucaklı Yusuf böyle biri olmasına rağmen, içerisinde volkanlar patlamakta, kendini kimseye yakın hissetmediğinden ifade gücü sıfırlanmaktadır... Aslında o benim tanımladığımdan çok daha farklı biridir, ben ona bu dünyadan olmayan biri diyorum :) Ve ekliyorum: Bu kadar romantiklik başa bela !
*

Kitap tam bir Anadolu romanı... Öyle ki ben Anadolu'nun içinde yaşamayan bir insanın gördüklerini bu kadar iyi tasvir edemeyeceğini düşünüyorum. Ve Sabahattin Ali'nin de buralarda yaşadığını, içinden çıktığı, gördüğü şeyleri aktardığını düşünüyorum.... Bu kadar iyi tasvir, bu kadar iyi karakter seçimi... Bravo demekten kendimi alamadım... Hacı Etem, Şakir, Hilmi Bey, İzzet Bey... Bu insanlar çevremizde her zaman gördüğümüz insanlar değiller mi? Günümüzde hala Hilmi beyler yok mu? Karakter seçimlerine bayıldım :)
*
Kitapta Yusuf'a hem acıdım, hem kızdım, hem üzüldüm, hem sevindim... Karakterin gerçek hayatı olduğunu düşündüğüm zamanlar bile oldu, çünkü bütün duyguları bir ömre sığdırıyordu Yusuf, Sabahattin Ali'nin kaleminden...
*
Doğaya yönelik tasvirleri çok fazla bulduğumu söylemeliyim. Bir çoğunu gözümde bile canlandıramadım. Öylesine okuyup geçtim.

Kitap sonu itibariyle oldukça realist bir yapıya sahip. Elbette trajikliği de eklemek lazım. Böyle bir son, kitaba uygun olmuş her ne kadar beğenmesem de hoşuma gitmese de :(

Kuyucaklı Yusuf, tabiri Yusuf'a bir kimlik katmış, akıllardan çıkmayacak bir karakter yaratmış..
*
Ağulu, zalim taşra portresi, yitip giden aşklar, insanlar ve hayatlar... Bu kadar göze sokulmasa da bu kadar kötü bitmese de hala varlar... Ne yazık ki... Ama ben böyle şeylerin gözler önüne serilmesini, insanların bir şekilde haberlerinin olmasını seviyorum... Keşke her yazar kalemini böyle kullanabilse, bu kadar cesur olabilse... 
*
Kitabımızın bir de filmi yapılmış... Filmde Talat Bulut Kuyucaklı Yusuf karakterine, Derya Arbaş ise Muazzez karakterine hayat vermiş... Bakmak lazım :)






Kısacası, Anadolu hikayelerini sevenlere, Sabahattin Ali hayranlarına, taşra edebiyatı severlere, kısa hikayemsi romanlardan hoşlananlara, güzel Türkçemizin enfes zamanlarındaki haliyle bir kitap okumak isteyenlere, orta akıcılıkta kitaplar severlere, sindire sindire okumayı sevenlere tavsiye edebileceğim bir kitap... Ancak, Anadolu hikayelerinden hoşlanmayanlara, gerçekçi ve lirik hikayeler sevmeyenlere, taşra edebiyatından hoşlanmayanlara, akıcı kitaplar severlere bu kitaptan uzak durun derim :)

 Kitaba puanım: 4

Daha güzel kitap eleştirilerinde görüşmek dileğiyle :)

Takipte Kalın




hasibecengizkarakuzu@gmail.com

Herkese sevgiler, 

HC.























You Might Also Like

4 yorum oku / yaz

  1. İnsanda bu kadar çok duyguya aynı anda can verebiliyorsa, çok başarılı bir anlatım ve akıcılık bizi bekliyor demektir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akıcılık sonralarda gelse de anlatım gerçekten on numara diyebilirim :)

      Sil
  2. SABAHHATTİN ALİNİN okuduğum ikinci kitabı... ben önce kürk mantolu madonnayı okumuştum... Kuyucaklı yusufu çok beğendim.. fakat kürk matolu Madonna daha güzel daha akıcı ve daha fazla düşündüren bir kitap:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sizinle aynı durumdayım, benim de Ali'den okuduğum ikinci kitap bu, ama Madonna bir başka bence de :)

      Sil

Fikrini paylaşırsan çok sevinirim:)))