✿ Kitap Elestirisi : Kıs Bahçesi : Kristin Hannah ✿
18.1.14
Herkese merhabalar..
Bugün güzel bir Cumartesi günündeyiz ve saatler öğleyi gösteriyor...Alışkanlıktan her zamanki gibi erkenden kalktım ve biraz alışveriş yaptım, karışık...Yakında yazısını yazacağım :) Ama bugün sizlere okumayı yaklaşık bir hafta önce bitirdiğim ve eleştirisini ancak yazabildiğim muhteşem roman Kış Bahçesinden bahsedeceğim...Vakit kaybetmeden hemen başlayalım mı?
*
Okuduğum kitap bir zamanların epey meşhur kitaplarından olan Amerikalı yazar Kristin Hannah'ın Kış Bahçesi...Kitabımız yaklaşık 512 sayfadan oluşuyor ve Pegasus Yayınları'nın çıkma...
Bugün güzel bir Cumartesi günündeyiz ve saatler öğleyi gösteriyor...Alışkanlıktan her zamanki gibi erkenden kalktım ve biraz alışveriş yaptım, karışık...Yakında yazısını yazacağım :) Ama bugün sizlere okumayı yaklaşık bir hafta önce bitirdiğim ve eleştirisini ancak yazabildiğim muhteşem roman Kış Bahçesinden bahsedeceğim...Vakit kaybetmeden hemen başlayalım mı?
*
Okuduğum kitap bir zamanların epey meşhur kitaplarından olan Amerikalı yazar Kristin Hannah'ın Kış Bahçesi...Kitabımız yaklaşık 512 sayfadan oluşuyor ve Pegasus Yayınları'nın çıkma...
*
Bu kitabı edinme sürecime gelirsek yine başrollerde www.kitapokumakistermisin.com'u görebiliriz...Kendileri sağ olsunlar bu kargoda tam 4 tane cici yollamışlar bana...En çok sevindiğim 4 tane olması oldu...Kitaplarımıza gelince:
*
Kitabımıza dönecek olursak, kapak tasarımına şöyle bir değinmeden geçemeyeceğim, çünkü hayatımda gördüğüm en güzel kitap tasarımlarından biri...Böyle güzel bir türkuaz rengi kış temasıyla birleşince ortaya çok ama çok güzel bir renk yakışması çıkmış. Kapakta görülenlerin Nina, Meredith ve Vera olması büyük ihtimal, yani en azından ben onlar olduğunu düşünüyorum...
*
Arka kapak tasarımında ise gerçekten bilmemiz gerekenler verilmiş, ne az bilgi ne de çok fazla bilgi...Konunun içeriğine ilişkin bilgi var ama ilerleyişi ve akabi kitapta...Güzel tasarlanmış ve alıcılara hitap ettirilmiş bir kitap...Kim böyle güzel renkte bir kitabı olsun istemez ki?
*
Öncelikle alacak veya almaya niyetli olanlara söylüyorum bunu: Kesinlikle kitabın tuğladan farksız oluşu sizi yanıltmasın...Evet gayet göz doyurucu nitelikte kalın bir kitap ama içine aktığınızda sayfaların elinizden bir bir kayışına engel olamıyorsunuz...Yani kısaca fazla sayfa sizi korkutmasın...Gayet akıcı ve hızlı okunan bir kitap bu...
*
Kitabımızın konusuna değinecek olursak; anneleri ve babalarıyla Amerika'da yaşayan küçük iki kızın ve ailesinin yaşamını anlatan bu roman aynı zamanda Leningrad kuşatmasına yani II. Dünya Savaşı'na kadar varan kapsamlı bir tarih yapıtı olma özelliğini taşıyor...Kızların babaları ölmek üzereyken annelerinin masallarından birini ona tekrar anlattırmalarını ve onunla iletişim kurmalarını istiyor...Çünkü kızların annesi buzdolabından farksız :( Bu benim tabirim :) Uzun yıllar annelerinin ilgisizliğiyle sadece babalarının çabalarıyla büyümüş olan kızlardan inatçı olan Nina annesine zor da olsa masalı tekrar anlattırmayı başarıyor ve böylece annesinin onlara bir masalmışçasına anlattığı garip ve dramatik hikayesi gözler önüne seriliyor...
*
Kitabın beni bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezdim aslında, daha doğrusu kimse edemezdi ama ben çok etkilendim...Hala aklımda, tüm o savaş yılları, Vera'nın anlattıkları...Sanki yaşamışım gibi ben ondan beter oldum :(
*
Bu kitap Vera'nın dramını yansıtıyor...Leningrad Kuşatması'nda II. Dünya Savaşı sırasında Rusya'da olan Vera ve ailesinin başına gelenleri okudukça savaş yaşamadığıma şükrediyorum...Kitabı okuduktan sonra hemen araştırdım: Leningrad Kuşatması gerçekten olmuş ve bu dünyadaki yaklaşık bir buçuk milyon insanın açlıktan, soğuktan, savaştan ölmesi anlamına gelmiş...Kuşatmada Hitler yönetimindeki Nazi Almanyası Stalin yönetimindeki Rusya'ya saldırmış...Çevre illerle bağlantısı kesilen Leningrad şehri kıtlıkla boğuşmuş...Üzücü ama bir o kadar da gerçek bir hikaye...Ders alınması gereken...
*
*
Kitap her kesimden insana hitap edebilecek tarzda bir kitap...Büyük puntolu ve bol diyaloglu...Bence okumayı sevmeyenler bile sevebilir bu kitapla...Hele sonuna kadar sabredebilirlerse...
*
Kitapta kış bahçesine daha doğrusu Evan'ın elma bahçesine yönelik bol miktarda görsel tasvir yer alıyor..Tam bir kış masalı gibi...Yer gök öyle güzel betimleniyor ki o an orada olmak istiyorsunuz:)
*
Böyle hikaye içinde hikayeleri severim...Güzel ve iki kitap okumuş hissi yaratıyorlar bende:))Bir kitapta iki kitap okumuş gibi:)
*
Karşılaştırma yapmayı sevmiyorum çünkü bana göre her kitap kendi içinde güzel ama bu kitap bana daha bir dıkım önce okuduğum Zülfü Livaneli'nin Serenad'ını hatırlattı...Hatta bir dıkım daha fazla hüzünlendirdi beni diyebilirim...İki kitap bolca benzerlik taşıyor ve aynı ölçüde kütüphanelerde en güzel yerleri hak ediyorlar..Dramatiklik ve savaş yılları dolayısıyla ayrıca tabi ki Hitler'in yaptığı kötülüklerin içlerine kadar girip de insanların yaşadıklarını anlattıklarından gerçek alkışı hak ediyorlar...
*
Romanın sayfa sayısına ise bayıldım...Böyle kalın kitapların bu kadar akıcı ve kolay okunabilir olması ne kadar ironik öyle değil mi? Oysa böyle kalın kitapları avukatlar okur ve oldukça sıkıcıdırlar diye bilinirler...Ön yargı işte...Olmasa ne güzel olur...
*
*
Elinize aldığınız anda bırakamayacağınız güzellikte bir kitap...Herkese bolca tavsiyedir ama benim gibi ağlaklara sulu gözlülere değil...Resmen tabirimi mazur görün böğüre böğüre ağladığımı biliyorum ben bu kitapta...Hele Leo ile Anya arasındaki ayrılığın ve bu ayrılığın tren istasyonunda bizim gördüğümüzü sandığımız ama görmediğimiz sonu getirmesi beni bitirdi...
*
Kısaca şöyle diyebiliriz: Bu tarz dramatik ve acı hikayelerden çok fazla etkilenmiyorsanız, aman banane canım altı üstü bir kitap ve hepsi uydurma hikaye diyebiliyorsanız-ki öyle olmadığı en azından bu kitapta belli çünkü Kuşatma gerçek, yani böyle olmasa da buna benzer olayların Leningrad'da yaşandığından nerdeyse emin olabiliriz- , kalın kitapları seviyorsanız, eh acıya dayanıklıysanız ve sabırlı bir insansanız kaçırmadan hemen okuyun, edinin, alın derim...Ama benim gibi ağlaksanız her yerde okumamanızı tavsiye ederim...Otobüste, trende, metrobüste falan...Hani böğürerek...:)
*
Son olarak gerçek yaşam hikayelerini böyle güzel bir şekilde kaleme alan ve ilk kez tanıştığım bir yazar olan Kristin Hannah'ı ayakta alkışlıyorum...Ama böyle çok ağlak kitaplar yazmazsa daha da memnun olacağım, çünkü ağlamak istemiyorum ben...Çocuklar gibi, gülmek istiyorum...Daha çok gülmek...Hep gülmek...Hani romanda olsun gülelim diyerekten...:)
Bu arada Kış Bahçesi ile ilgili hazırladığım quize bakmak isterseniz lütfen buradan buyrun...
Kitaba puanım: 5
Sevgiyle, selamla...
Takipte Kalın
hasibecengizkarakuzu@gmail.com
Herkese sevgiler,
Hasibe ♥️
1 yorum oku / yaz
Bu kitabı sevdim, ben de romanlarda ağlamayı sevmiyorum senin gibi :) Kalemine sağlık :)
YanıtlaSilFikrini paylaşırsan çok sevinirim:)))