*

Okuduğum kitap Yabancı Yayınlarından çıkma yaklaşık olarak 224 sayfalık bir kitap...Sokak Kedisi Bob...Bir zamanlar epey dikkat çeken, kitap ve kedi dostlarının elinden düşmeyen bu güzel kitap nihayet benim de elime ulaştı. Kitap Okumak İster Misin'in bana gönderdiği üçüncü kitap bu...Merakla ve bir o kadar da hevesle okudum. 

*

Kitabın ön ve arka kapaklarını süsleyen kedimiz Bob oluyor...Özellikle yukarıda da görebileceğiniz üzere ön kapak tasarımına bayıldım. Bob gerçekten de müthiş bir kedi. Kitabın alım oranını epey arttırdığını düşündüğüm bu resmi kim çektiyse ön kapakta gerçekten de harika durmuş. Arka kapak tasarımı ise kırmızı arka plan üzerine Bob ve James'in bi resmiyle birlikte kitabı tanıtan birkaç cümleden ibaret...Kitabın arkasına konan övücü cümlelerse zaten her kitabın olmazsa olmazı...

*

Kitabımız gerçi arka kapaktaki yazılanlarla bize ne okuyacağımızı söylüyor ama ben yine de konuyu kısaca özetleyeyim: James Bowen hayatı kaybolmuş biri. Sokaklarda yaşayan bir uyuşturucu bağımlısıyken tam da bu kötü alışkanlıklarından kurtulma kararı vermişken zar zor bulduğu apartman dairesindeki evine giden koridorlardan birinde bir sarman ile karşılaşıyor...O günden sonra da hayatında hiç tahmin bile edemeyeceği kadar güzel şeyler başlıyor... Aslına bakarsanız bu kitap bir yeniden varoluş hikayesi. James'in yeniden doğması gibi bir şey. Bize de güncel bir anlatımla yani sımsıcak samimi itiraflarla, bir dostuyla konuşurmuşçasına anlatıyor herşeyi...Bizler hikayeyi James'ten dinliyoruz...

*

Kitap sizi bu güzel ve tatlı kapağıyla zaten okumaya teşvik ediyor ama konusu itibariyle de herkesin dinlemekten keyif alabileceği kadar güzel bir kitap...Bazıları hani roman okumaya 'boş iş' gözüyle bakıyor ya hani onlara bir kapak niteliğinde bu kitap...Çünkü bence okuduğun şey her neyse, kitap, gazete, dergi, broşür, el ilanı bile olsa sana katabileceği pek çok güzellik var...Romanların boş iş olduğunu düşünenler bu kitabı bir okusun derim ben...Kitabın bitiminde neler öğrenecekler okuyanlar zaten biliyor, ama bir de onlar bilsinler...

*

Kitapla birlikte gelen ve orijinal kitap ayraçlarından biri olarak beni hemen mest eden kitap ayracına ise zaten bayıldım:)

*

Bu kitap dostluğun, arkadaşlığın, hayvan sevgisinin bir insanın hayatını ne kadar değiştirebileceği üzerine düşünülen ve yaşanılan ve artı yazılan bir kitap...Fikir kimden çıktı -kitapta yazıyordu ama unuttum- bilemiyorum ama isabetli bir karar olmuş. Bence herkesin bu kitabı okuması şart.

*

Kendi kişisel hayatını yazıyor, bize ne elalemin hayatından diyenler olabilir ama inanın James Bowen bir otobiyografi değil bir yaşam öyküsü işlemiş cümlelerine...Üstelik herşeyi de tam tadında bırakarak... Ne onun hayatını, yaşadıklarını, ailesel sorunlarını falan dinlerken sıkılıyorsunuz ne de Bob'un haylazlıklarını dinlerken...Sizi güzel bir dostluk öyküsü dostça kucaklıyor...

*

Kitapta günlük konuşma dilinin ve anlaşılır kısa cümlelerin yer alması kitabın bir edebiyat şaheseri olmadığını kanıtlıyor evet ama edebiyatın sıkıcı olduğunu düşünüp böyle yaşanmışlıklar okumak isteyenler için de tam bir biçilmiş kaftan oluyor. Her kesimden herkes okuyabilir. Hatta özellikle de çocuklar...Evet evet bu kitap o kadar doğru noktalarda düzenlenmiş ki bir yetişkinin hayatını anlatıyor olsa da çocukların bile okuyabileceği kadar saf. Kısaca benden herkese tavsiyedir.

*

Kitabın yaşanılan olayların kronolojik sırasına göre düzenlenmiş olan bölümlerini ise epey sevdiğimi söylemeliyim. Bob ve James bence birbirlerinin yaralarını sarmak için birleşmiş bile olabilirler...

*

Kitabı okurken evet şunu söylemeliyim ki hemen bitmiyor...Bitmesi için dört ya da beş gün okumanız gerekiyor ama okurken hep mutlu hissediyorsunuz...Yani zaten kendiliğinden bitmesin diyorsunuz...

*

Kitapla ilgili söyleyebileceğim bir diğer şey de benim okuma şeklimle alakalı...Kitabı okurken sürekli hatta laf aramızda ikide bir dönüp dönüp ön kapaktaki Bob'a baktım...Sanki onunla konuşmak ve yaptıklarından dolayı ara sıra ona kızmak, bazen onu sevmek istercesine... Durup dururken kendimi onunla konuşur bulmam da cabası...Bu nedenle otobüste-minibüste toplu taşımada okurken itina ile sabit durulmalı...Azıcık bekleyip evde sevmeli, kızmalı, konuşmalı...

*

Kısaca dostluk, sevgi, şefkat gibi duyguların dünya üzerinden silindiğine inanıyorsanız, karamsar kötümserseniz, artık hiçbir şeyin düzelemeyeceğini düşünecek kadar depresifleştiyseniz sizlere de bu kitabı öneririm...Çünkü kendisi hala mucizelerin nerede ne zaman gerçekleşebileceğinin belli olmadığını vurgularcasına orada öylece duruyor. Mucizelerin var olduğunu kanıtlayarak elbette...

*

Son olarak James'in gerçekten de çok şanslı biri olduğunu düşünüyorum. Böyle dostlar, dostluklar bulabilmek artık epey zor...Hala var olabildiğine inanmak da, ama ben kitaptan sonra sanırım biraz pozitifleştim bu konuda...

*

Soğuk kış günlerinde, yağmurlu sonbahar günlerinde sığınabileceğiniz, battaniyenizin altında bir fincan kahveyle oturup da ısınabileceğiniz kadar sıcak ve gerçek bir dostluk hikayesi istiyorsanız...İşte size öneri...Diğer kitap önerilerinde yaptığım gibi size sabırlı olmanızı öğütlemeyeceğim, çünkü okumak için sabra değil, isteğe ihtiyacınız olacak...Ama o istek de kitabın kapağındaki kurnaz bakışların sayesinde sizde varolacaktır...Bob'u ve onun gibi sevimli evcil kediler görüp de sevmemek çok zor...

*

Kitaba puanım: 5

Herkese sevgiler, selamlar...

Takipte Kalın

♥ Facebook ♥

♥ Twitter ♥

♥ Instagram ♥

hasibecengizkarakuzu@gmail.com

Herkese sevgiler, 

Hasibe ♥️