✿ Kitap Eleştirisi : Sherlock : Graham Moore ✿
14.12.13
Herkese mutlu Cumartesiler...Güzel ve yine soğuk bir Cumartesi gününe güzel başladık, dilerim daha da güzel bitireceğiz...Hafta sonu ah hafta sonu.. Kim sevmez ki hafta sonunu? Ama ne yazık ki çok çabuk bitmesiyle ünlü...Neyse arkadaşlar, bugün sizlerle iki hafta önce bitirdiğim ve yazısını ancak yazabildiğim harika bir polisiye kitabı paylaşacağım...Bunu kendi kütüphanem için almıştım, hakikaten de aldığım stanttaki son kitaptı, verdiğim paraya da değen bir kitap oldu yani diyebilirim ki doğru bir tercih yapmışım:)) Hadi başlayalım:
*
Kitabımız yaklaşık 366 sayfa ve Ephesus Yayınları'ndan çıkma Amerikalı bir yazar olan Graham Moore'un eseri...Kitabın ön kapağındaki pipodan bozma soru işaretini çok beğendiğimi ve orijinal bir fikir olarak gördüğümü söylemem lazım. Adına layık bir kapak tasarımı olmuş, sade ve net. Saman sarısı üzerine siyah ve kan kırmızı tasarımlanmış kitap kapağına tam anlamıyla bayıldım.
*
Kitabımız yaklaşık 366 sayfa ve Ephesus Yayınları'ndan çıkma Amerikalı bir yazar olan Graham Moore'un eseri...Kitabın ön kapağındaki pipodan bozma soru işaretini çok beğendiğimi ve orijinal bir fikir olarak gördüğümü söylemem lazım. Adına layık bir kapak tasarımı olmuş, sade ve net. Saman sarısı üzerine siyah ve kan kırmızı tasarımlanmış kitap kapağına tam anlamıyla bayıldım.
Kitabımızın arka kapağı da aynı şekilde öz ve net. İç içe geçmiş iki farklı tarihteki olaylardan da bahsederek okuyucuların ilgisini perçinlemiş.
*
Yalnız kitabın ismiyle ilgili bir eleştirim var : Kitabın orijinal ismi 'The Sherlockian' iken Türkçe'ye sadece 'Sherlock' olarak çevrilmiş. Konu bir Sherlock hayranı üzerinden gittiğinden ya da en sonunda iki olay da orada bağlandığından başlık konuya acayip uyumluymuş tabi İngilizce haliyle. Ama Türkçe'de de anlam fazlaca değişmeyecek olduğundan ve daha fazla ilgi çekme amaçlandığından bu şekilde çevrilmiş olabilir. Ayrıca Türkçe'ye çevrildiğinde neler olabilirdi diye düşündüğümde: Sherlock'çu mu olabilirdi ya da Sherlock Sever falan?...İsim tam anlamıyla uyarlanamayacağından ya da şık durmayacağından olsa gerek tam çeviri yapılmamış. Bence ilgi çekme amacına da ulaşmış:)
*
Geçelim bu güzide kitabımızın konusuna: Kitapta bir Sherlock Holmes'ün yazarı Arthur Conan Doyle'un yaşadığı 19. yüzyıldan bir de çok büyük bir Sherlock Holmes hayranı olan sıradan Harold White'ın yaşadığı 20. yüzyıldan iki hikaye karşılıyor sizi. Büyük bir şoka uğramayın diye zaten arka kapakta da iki ayrı tarihle küçük birer yaşam kesiti sunulmuş okuyucuya. Bence çok da iyi olmuş. Siz Doyle ile 19. yüzyılda, White ile de 20. yüzyılda koşturuyor ve ikisinde de maceradan maceraya sürükleniyorsunuz...Aynı anda iki farklı polisiye roman okumuş gibi hissettim ben kendimi.
*
Şunu da belirmek gerekir ki, kitabın ismi Sherlock ama kitapta Sherlock Holmes yok. Yani sadece onun yazarı ve hayranının çözümlediği vakalar var. Sherlock sadece bir isim olmaktan öteye gidemiyor bu romanda. Yani aslında şöyle de diyebiliriz biz buna: İki yüzyılı ve iki farklı cinayeti birleştiren isim:))
*
*
Romanda Sherlock Holmes'ü yazan beyinle karşı karşıya gelmek büyüleyici bir olaydı...Ben de bir Holmes hayranı olduğumdan adı görür görmez kitaba atladım zaten, ama Sherlock'la karşılaşamasak bile onu satırlara döken beyinle karşılaşmış olduk...Kitapta Sir Arthur Conan Doyle ile ilgili yaşadığı ve öldüğü tarihler baz alınarak yazarın yazmış oldukları doğru mu diye çok düşündüm ama yazar kitabın sonunda neyin doğru neyin yanlış olduğunu zaten büyük bir samimiyetle aktarmış...Yani sonuna kadar sabretmek zorunda kaldım:)))
*
Kitabın yazılış şekline bakacak olursak, bir geçmiş yüzyıl bir bugün şeklinde tasarlanmış...Bir olaydan diğerine dönerken önceki okuduklarınızı hatırlamasanız da akıp giden bir roman olmuş...Her bölümde o kadar meşgul ediyor ki sizi zaten geri dönmeye ihtiyacınız olmuyor, çünkü geçen bölümdekiler orada kalıyor...Bu bölümde sizi başka ipuçları bekliyor...
*
Her bölüme yine değişik ve çarpıcı başlıklar atılarak Sherlock Holmes geleneği sürdürülmüş...Ayrıca yine her bölüm başlığının altında Holmes'ten ya da adı geçen tarihi şahsiyetlerden, Arthur Conan Doyle ve arkadaşı Bram'dan konunun özünü ortaya koyan kısa sözler de çok sevimli durmuş:)
*
Kitap içerisinde Londra'yı yansıtan güzel betimlemeler yer alıyor...Akıcı ve her kesime hitap eden bir dil kullanılmış:))
*
Uzun zamandır okuduğum en iyi polisiye kitap diyebilirim!
*
Kitapta bahsi geçen mevzu yazarının Sherlock Holmes'ü öldürmesiyle başlıyor aslında...Sir Conan Doyle'un yarattığı kahramanın kendisinden daha fazla ünlü olmasına tahammül edememesinden ötürü aldığı bu karara ben de katılıyorum. Şöyle bir düşündüğümüzde hangi yazar kendinden daha ünlü bir kahraman ister ki? Bu bakımdan Sir Conan Doyle'u şerefli bir yazar olarak addedebiliriz çünkü onurunu düşünmeden sadece aldığı paraya bakarak hikayeler ve masallarla halkı uyutmaya devam da edebilirdi...
*
Kitapta sevdiğim başka bir olay da Sherlock hayranı bir gencin Sherlock yöntemlerini -ekseriyetle-kullanarak 20. yüzyılda işlenen bir cinayeti çözmesiydi. Mantık dışı olabilir ama yazarın hayal gücü bu yönde:)) Gerçi bana göre hiç kimse Sherlock ile aynı zeka seviyesinde olamaz ya neyse:))
*
*
Uzun lafın kısası aynı anda iki polisiye okumak istiyorsanız ve polisiye romanları çekici buluyorsanız hiç durmayın koşun yakalayın ve sıkı sıkı tutun derim:)) Üstelik kahramanlardan biri de Sir Arthur Conan Doyle:)) Eh daha ne olsun?
Son olarak şöyle de diyebiliriz:) -Yandan okuyun-:))
Herkese keyifli okumalar:))
Okumak çok güzel şey...
Kitaba puanım: 5
Takipte Kalın
hasibecengizkarakuzu@gmail.com
Herkese sevgiler,
Hasibe ♥️
2 yorum oku / yaz
Seni okumak da çok keyifli! Klavyene sağlık!
YanıtlaSilçok teşekkür ederim:)) Beğenmenize çok sevindim:)
YanıtlaSilFikrini paylaşırsan çok sevinirim:)))