✿ Kitap Eleştirisi : Serenad : Zülfü Livaneli ✿

24.12.13

Herkese mutlu akşamlar dileyerek bu akşamki malesef artık akşam oldu, malumunuz kış günleri, gözünüzü açıyorsunuz sabah, kapıyorsunuz akşam oluyor :( yazıma da başlıyorum...Bugün okumayı epey geciktirdiğim ve ancak okuyabildiğim bir zamanların epey popüler romanlarından Serenad'ı sizlerle paylaşacağım:)) Daha eleştirilerime başlamadan benden size tavsiye : Siz okumakta bu kadar geç kalmayın :)

Kitabımız beğendiğim ender birkaç Türk yazardan olan Zülfü Livaneli'nin romanlarından biri...Doğan Kitap'ın yayınladığı kitabın kendi sitelerindeki tanıtımına da bir bakın derim ben, harika bir video var :) Doğan Kitap Serenad Sayfası Yaklaşık 484 sayfalık kalın bir dost edinmek isteyenler için kaleme alınmış sanırım...Bu kitap ilk çıktığı günden beridir benim aklımdaydı ancak kısmet Kitap Okumak İster Misin'in gönderimindeymiş...Bu arada kitaba onlar sayesinde kavuştum, inşallah diğerini de bitirip ( Engereğin Gözündeki Kamaşma ) bu hafta bitmeden göndermek niyetindeyim :))
*
Kitabımızın kapağı aslında kitabı okumayanlar için sade bir resimden ibaret olsa da okuyanlar için derin bir hikayenin kalbine giden yollardaki kahraman kadını Maya Duran'ı betimliyor...Bir aşk romanının tabi böyle söylenmesi ne kadar doğru olacak onu bilemiyorum ama ya da şöyle diyelim bir aşk hikayesinin beni bu kadar etkileyebileceğine inanmazdım, ben de anlayana dek...
*
Kitabın konusundan bahsedecek olursak, İstanbul Üniversitesi'nde memur olarak çalışan Maya Duran'ın ağzından bir gün Amerika'dan gelen Alman asıllı profesör ve onun anılarıyla ilgili gelişmeleri dinliyoruz da diyebiliriz. Aslında sadece onun değil Nazi Almanyası zamanında Almanya'da yaşanılan zulümleri ve bu zulümlerin insan hayatına olan etkilerini de irdeliyoruz diyebiliriz. Kitap Maya Duran'ın ağzından konuşuyor bizlerle...Gördüklerini, duyduklarını, hissettiklerini anlatıyor, aslında çoğu zaman da ağlatıyor...
*
Şunu kesinlikle söylemeliyim dediğim bir şey var: Ben bu zamana kadar Nazi Almanyası'nı ve Führer'i konu edinen bir ya da iki kitap okudum ama Nazi Almanyası'na dair en kapsamlı bilgiyi bu kitaptan aldım. Üstelik bunu güzel iki hikaye içerisine yedirerek yazmış yazarımız..Bu bağlamda belki de Hitler ile ilgili yazılabilecek türlü çeşit bilgi kaynağından veya kitaptan daha çok bilgi edindirdiğini söylersek yanlış demiş olmayız...Düşünsenize, kim kuru kuru sadece teorik bilgi veren bir Nazi Almanyası konulu araştırma kitabı ister ki? Üstelik romanlarda insanlarla birlikte yaşıyor, görüyor gibi oluyorsunuz, bu da bence daha başarılı bir aktarım yöntemi...Belki bilgiler, sayılar değil ama konu illa ki insan zihninde yerini buluyor:)
*

Arka kapakta yazanlarsa, gerçekten tam bir arka kapak yazısı olmuş...Çünkü ne fazla bilgi veriyor ne de nötr kalıyor...Ama şunu malesef belirtmeli ve eleştirmeliyim ki; arka kapakta yazılanları hiç okumadan ve bilgi sahibi olmadan okumak isterdim bu kitabı...Şimdi dönüp pişman oluyorum, kitabı okurken de pişman oldum. Neden derseniz, çünkü Maximilian Wagner ile ilgili merak ettirici sorular bulunan ilk kısımlarda ileride ne çıkacağını bilerek okuduğumdan pek de zevk almadım:( Yani profesörün ajan çıkmayacağını bilerek okumak ne kadar zevkli olabilirdi ki benim için?
*
Bu kitabı okurken insanlar bir savaşı başlatmadan önce en az dokuz kez düşünmeli dedim kendi kendime..Çünkü arada olan sadece insana ve insana oluyor...Maalesef savaş milliyet ayırmıyor...
*
Kitabın ismi ise, Nazi Almanyası'nda yaşanan bu büyük aşktan geliyor...Sevgili profesörümüzün biricik Yahudi aşkı için bestelediği bu serenad'ı dinlemeyi gerçekten isterdim ama şimdilik kitapta bahsi geçen bir diğer serenattan mahrum bırakmayalım kendimizi ):)


*
Buna benzer yürek dağlayıcı bir kitap daha okumuştum, o da Kitap Hırsızı'ydı...O döneme tanıklık etmediğim veya Yahudi olmadığım için şükrettim ama insanlara büyük bir ders olduğu kanaatindeyim...Bir ideoloji uğruna ölen, öldürülen, yok olan hayatlar...Maximilian'ın hayatıysa tam bir trajedi bence...
*
Kitap epey kalın evet ama bu sizi korkutmasın...Her yaştan her türden okuyucuyu kucaklayan eşsiz bir günlük dili var, yazılar da epey büyük...Yazıların puntosunun büyük olması nedense bende bu intibayı uyandırıyor; sanki her yaştan insanların okuyabilmesi için böyle yazılmış diye düşünüyorum ben )
*
Kendinizi bir film seyrediyor gibi hissetmeniz de bu kitabın bir diğer yan etkilerinden...Yaşananlar öyle gerçekçi ki, sanki yazılan bir şeyi okumuyor, o insanlarla bir filmde ya da günlük hayatta yolda karşılaşmışsınız gibi hissediyorsunuz en azından bana böyle oldu...Maya da her şeyiyle tam bir Türk kadını olduğundan dili de hareketleri de az buçuk bize benziyordu:))
*
Son olarak hala okumamak gibi bir gaflete kapıldıysanız çok yazık ediyorsunuz diye düşünüyorum...Türk Edebiyatı'nın bana göre en başarılı yazarlarından biri olan Livaneli'yi ayakta alkışlıyorum ve tebriklerimi naçizane sunuyorum...Lütfen en yakın kitapçıya gidip en yakın zamanda bir adet edinin ve bitmesin diye de azıcık azıcık okuyun...Bitince üzülmemek için...Ya da çekilen acıları unutup olmamış gibi yapıp keşke okumasaydım dememeniz için...

Acı tatlı bir arada oldu :))


Sevgiler...

Kitaba puanım: 5


Takipte Kalın




hasibecengizkarakuzu@gmail.com
Herkese sevgiler, 

Hasibe ♥️







You Might Also Like

2 yorum oku / yaz

  1. LİVANELİ KESİNLİKLE İYİ BİR YAZAR.BU KİTAP BEKLENTİMİ KARŞILAMAADI AMA YİNE DE GÜZELDİ.FAKAT KARDEŞİMİN HİKAYESİ BUNAN DAHA GÜZELDİ BENCE

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Livaneli benim de en sevdiğim yazarlardandır, son dönemi hariç, son eserlerini ne yazık ki sevemedim. Ancak ben Serenad'a aşık olmuştum, muhteşem bir kitaptı benim için tabi. Özellikle duygu bütünlüğü bakımından. Katılıyorum size, Kardeşimin Hikayesi de başarılı bir eserdi ama ben bir sıralama yaparsam bu kitabını daha çok sevdim ^^

      Sil

Fikrini paylaşırsan çok sevinirim:)))