✿ Kitap Elestirisi : Amatörler : Marcus Sakey ✿

27.10.14

Herkese merhabalar...

Güzel bir hafta başından selamlar, umarım keyifler ve moraller yerinde, her şey yolundadır... Yeni bir aya girmek üzereyiz, ve Cumhuriyet bayramımız da yaklaşıyor:) Birazdan da Ulan İstanbul başlayacak, eh şimdilik sevinmek için bana göre yeterince neden var... Üstüne bir de sizlere okuduğum en son kitap ve üzerine bir eleştiri yazmak da ayrı bir keyif... Evet, bugün sizlerle benim en en favori polisiye yazarlarımdan biri olan sevgili Marcus Sakey'in en son romanı Amatörler'i paylaşacağım... Daha geçenlerde şurada sizlere bahsettiğim hepsiburada.com alışverişimden aldığım bu eseri, ilk kez orada görmüş ve 'oha Sakey yazdı da benim haberim olmadı mı?' olmuştum.. İşte o kitabı yaklaşık olarak 4 günde bitirdim ( oyalana oyalana, sonrasında kütüphaneden kitap alma fırsatım olunca da habire habire okuyup bitirdim :) ve diğer kitabıma sakin ve tekmil bir kafayla başlamak istediğimden sizlerle eleştirisini paylaşmak üzere buradayım, dilerseniz başlayalım...
*
Kitabımız - elbette ki - Koridor Yayınları'ndan çıkma ve yaklaşık olarak 398 sayfa...

*
Kitabımız elbette ki yazarın bende yaptığı isimden dolayı edinildi ancak gerçekten dışarıdan Sakey'i tanımayan birileri tarafından da alınsa kimsenin şaşırmayacağı şekilde tasarlanmış... Her iki kapağı da çok ama çok beğendim - ki kapakları nadir beğenirim, bilirsiniz - inanılmaz güzeller... Ön kapak zaten okurların ilk olarak yöneldikleri arka kapağın ve kitabın tamamlayıcısı ve de başlatıcısı olmuş... Arka kapak ise tam olarak olmasa da aşağı yukarı Sakey üslubu tutturulmaya çalışılmış bir başyapıt... Gerçekten şöyle düşünün: Size bir soğan veriyorlar, sıradan, herkesin bildiği gibi, ve sizden bu soğanı merak ettirici bir şekilde sunmanızı ve hedef kitleyi etkilemenizi bekliyorlar, işte bu yazı, o soğan, bu sunum o sunum... Yemek yarışmasında değiliz ama bu da sonuçta bir sunum :) Ve arka kapak yazarını - ki büyük ihtimalle editöre göndermeden önce Sakey'in yazdığını düşünüyorum - tebrik üstü tebrik ederim :) 


*
Ön kapakta yukarıda da görebileceğiniz üzere, dört adet portre üzerinde dört adet iskambil kağıdı figürü var. Kupa,karo, maça ve sinek... Bu dört iskambil simgesinin dört karakterin kişilik özelliklerine uydurulduğunu ve kapağın buna göre tasarlandığını düşünüyorum, biraz spoi olacak ama şöyle ki; silik ve kokainman Ian ( sol alt ) sinek, gruptaki tek kız, ateşli, genç, minyon, kurnaz, Jennifer ( sol üst ) karo, sportmen dul Alex, ( sağ üst ) maça, Jennifer'e delicesine aşık kişiliksiz kapı görevlisi Mitch ( sağ alt ), kupa... Bayıldığım bir ön kapak, oldukça merak ettirici ve tam anlamıyla bir bütünleyici... Arka kapağı da yukarıda anlatmaya çalıştım zaten :) Benim genel olarak kullandığım tabirimle , dehşet !

*
Kitabımızın arka kapağında da aslında var olan ve bu kadar şairane ve merak ettirici olmasa fazla bilgi düzeyi diyebileceğim konusu ise şöyle : Dört kişilik bir arkadaş grubundan ibaret olan Perşembe Gecesi Müdavimleri ( ki bu tabire aşık oldum ), her perşembe Rossi'nin yeri denen ve Alex'in barmen olarak çalıştığı yerde buluşmaktadırlar... Hayatlarından sıkılan ve her birinin ayrı birer amacı olan bu grup bir gün bir soygun yapmaya karar verirler... Böyle bir şeyi ilk kez yapacaklarından oldukça heyecanlıdırlar ve yaparlar da ancak hesaba katmadıkları bazı şeyler sonuçları beklenmedik ölçüde değiştirir...
*

Konuyu üstü kapalı bir şekilde anlatmaya gayret gösterdim, ancak arka kapak biraz daha fazla açık. Oradan okuyabilirsiniz... Konu oldukça ilgi çekici diyemem, yukarıdaki soğan örneğimde olduğu gibi, soğan soğandır yani... Kabul etmeliyiz ki ve Sakey de kabul etmeli ki basit bir konu. Herkesin bildiği, sıradan... Dört kişi var, işte bunlar soyguna kalkışıyorlar ve başlarına bir ton kahrolası bela geliyor... Falan filan... Evet konu bu kadar basit, ancak Sakey'i başarılı kılan - benim gözümde - de işte bu. Soğanı sunma olayı... 
*

Kitabımızı ben polisiye olarak aldım evet ama aslında bu bir psikolojik - gerilim de sayılabilir... Hatta öyle de... Kitap bu dört insanın insan yanlarına odaklı, psikoloji saptamalarıyla dolu bir roman... Bu kitaptan polisiye ve aksiyon bekliyorsanız hiç almayın... Bu sefer hırsızların tarafındayız, amatörlerin, onlarla birlikteyiz ve onların duygu durumlarına şahit oluyoruz... Bizim alanla kardeş alan olduğundan psikolojiye de az buçuk merakım var, ancak karakter tahlillerinde ve duygu açıklamalarında Sakey devrimsel yetenekli bence... Hele bir duygu kokteyli var ki, Alex ile ben de içmiş gibi oldum :)
*

Pek bir aksiyonu olmayan, oldukça sakin geçen yani aslında romanın çoğunda öyle, soygun sahnelerinde adrenalin tavan tabi-bir kitap bu... Sayfaları çevirdiğinizde karakterlerle birlikte ağladığınız da oluyor yani... Duygusallığım Alex'in kızından ayrıldığı ve onu son kez gördüğü sahnelerde tavan yaptı...
*
Roman Sakey'in aşık olduğum o üslubuyla yazılmış, sanki karakterler gerçek, hissediyorsunuz, kaçarken, Mitch'i ağlarken görüyorsunuz sanki... Oldukça gerçekçi. Bir de Sakey'e özel benim gözümde, karakterlerin iç seslerini de yansıtıyor romana. Kimi yerde espirili, kimi yerde düşünceli bir halde... Planları bile sizden gizli yapamıyor yani keratalar...
*

Kitapta yer alan argoyu başarılı ve gerçekçi buldum, diğer her şey gibi :)
*
Kitabımızın puntosu büyük, dili günlük. Okumak isteyen her yaşa ve her kesime hitap edebilir yani...
*
Kitabın belki de en dikkat çekici yanı ise, elbette akıcılığı... Aralıklarla iki günde iki yüz sayfayı devirdim... 
*

Kitapta tüm karakterler gerçekçi yansıtılmış dedim ya, kitabın sonu da elbette gerçekçi bitti... Ne bekliyordunuz, mucize falan mı?
*
Kitabın ismini ise yine dehşet başarılı buldum, çünkü karakterlerin plan kurma aşamasını da gördüğümüz ve bu işi ilk kez yapacaklarını bildiğimiz için daha uygun bir isim olamazdı, hatta yazarın kitabı yazmadan önce ismi bulduğunu düşünüyorum !
*
Bunun devamında bir ' Profesyoneller ' kitabı gelir mi, gelse iyi olur aslında :)
*
Romanda, planda kimin hata yaptığını, kimin şunu yapmasa daha iyi olacağını, kimin ne yapacağını vs. biliyorsunuz, çünkü siz karakterle yürüyen havasınız, siz o hayaletsiniz... İçlerini de dışlarını da görüyorsunuz bu amatörlerin...
*

Şu da bir gerçek ki, kızla erkeğin bir grup içerisinde sadece arkadaş kalabilme ihtimalleri oldukça az. Grupta kız varsa, aşk da vardır, kavga da hatta belki sex de... En azından ben böyle düşünüyorum.
*
Kısacası, Sakey yazsın da ne yazarsa yazsın diyenlerdenseniz, polisiyeyi dozu az seviyorsanız, psikolojik gerilim türüne hastaysanız, kısa ve akıcı kitap arayışındaysanız, Akıl Labirenti'ni okuyup beğendiyseniz alınıp da okunabilecek hatta 3-4 günde yenebilecek bir kitap bu. Ancak polisiye sevmem diyorsanız, yabancı yazar okumam ben diyorsanız, psikolojiyi gereksiz buluyor, hiç tanımadığınız muhtemelen de hiç tanıyamayacağınız kişilerin hayat hikayeleriyle hiç ilgilenmiyorsanız, gerilim türünü sevmeyenlerdenseniz, bu kadar profesyonel varken amatörlerle uğraşamam diyorsanız bu kitaptan uzak durun derim ben :)

Kitaba puanım: 4

Sonraki kitap eleştirisinde görüşmek dileğiyle...

Takipte Kalın 

^.^




hasibecengizkarakuzu@gmail.com

Herkese sevgiler, 

HC 



You Might Also Like

1 yorum oku / yaz

  1. Yine güzel bir yorum daha :) Merak ettim kitabı ama bu ara çok az okuyabiliyorum ve okunacak çok kitabım var :(

    YanıtlaSil

Fikrini paylaşırsan çok sevinirim:)))