Herkese merhaba !

Bloguma hoşgeldiniz... Bloguma ilk kez uğruyorsanız, bu blogda kitap eleştirilerimi, yemek tariflerimi, çeşitli ve özgün hobilerimi, kozmetik, kitap ve ev alışverişlerimi, kendi gardrobumun kombinlerini, kullandığım kozmetik ve kişisel bakım ürünleriyle bu ürünlere dair yorumlarımı, izlediğim ve yorumladığım filmleri bulabilirsiniz... Blogumda keyifli vakit geçirmenizi dileyerek bugünkü yazıma başlıyorum...

Bugün sizlere son bir aydır hiç paylaşım yapmadığım bir kategoride paylaşım yapacağım: Macera.... Normalde her ay aslında bir tane de olsa şöyle dişe dokunur bir macera yazısı yazmak ve paylaşmak istiyorum ve bunu Mayıs ayına kadar da aslında yapıyordum ama nedense son zamanlarda bende bir isteksizlik baş gösterdi. Evet her hafta neredeyse bir aktivite yapıyoruz, macera yazılarıma konu olacak çok şey yapıyorum ama tembellik midir atalet midir nedir anlayamadım bir türlü fotoğraf çekmek gelmiyor içimden. Nazar diyerek geçiyorum bu konuyu.

Peki bugünkü macera yazıma ilham kaynağı olan olay ne? Bugün sizlerle geçen hafta sonu Bursa'ya gitmiştik, Geleneksel Pilav Günümüz için, bak onu da çekimlemedim, tembel bu kadın tembel :(, oradan dönüşte eşimle Domaniç eteklerinde yer alan türlü güzel restoran arasından seçtiğimiz bu eşsiz güzellikteki restoranda bir akşam yemeği yedik, sizlerle hem bu güzel mekanı, hem de çektiğim kareleri paylaşacağım. Hımmm, detaylar için okumaya devam o halde :)


Bu mekan aslında, bizim önceden hakkında çok şey bildiğimiz bir yer değildi, ilk defa girme şansımız oldu, genelde Bursa'dan eve yani Kütahya'ya dönüşü oldukça geç ya da erken saatlerde yaptığımızdan bu mekanı ve tabi diğer mekanları da bir türlü açık bulamıyorduk, bu sefer nasip oldu. İyi ki de girmişiz ama inanılmaz bir bahçe düzenlemesi var gerçekten de, sizler de şimdi resimlerden göreceksiniz. Ama itiraf etmem gerekirse İnegöl - Domaniç arasındaki bölümde buna benzer bir sürü güzellik daha var, eh deneyimledikçe burada yazılarını bulabilirsiniz.