✿ Kitap Elestirisi : Seker Portakalı : Jose Mauro de Vasconcelos ✿

18.12.14

Herkese merhaba :)

Neredeyse bugünü de yazısız kapatıyordum ama neyse ki yetiştim :) Biliyorsunuz (mu bilmiyorum ama ) Salı gecesi daha doğrusu GFC kayıtlarında 100 Takipçiyi görür görmez 100 Takipçi Çekilişimi başlatmıştım...Şuradan katılabilirsiniz :) Çekilişte Moshos Garden, Loreal Paris ve Avon'dan bir sürü cici seçtim sizler için :)
*
Bugünse sizlerle sabahın altısında bitirdiğim ve hiç durmadan okuduğum bir Hisarcık Halk Kütüphanesi ganimetini ve ona dair yorumlarımı daha paylaşmak üzere bir aradayız... Kütüphaneleri çok seviyorum gerçekten :) Sizlere de tavsiye ederim :) Hadi o zaman başlayalım...
*
Kitabımız Can Yayınları'ndan çıkma ve yaklaşık olarak 207 sayfa..


Kitabı bilmeyen var mı bilmiyorum ama benim için çoktan klasikler arasında yerini almıştır :) Lise yıllarımda okuduğumu hatırlıyorum ama kitabın içeriğine dair bir fikrim hatırımda kalmamıştı. Ben de kütüphanede görünce okumak ve blogumda yorumlamak istedim :)
*
Kitabımız Portekizli yazar Jose Mauro de Vasconcelos tarafından kaleme alınmış... Kitabın Türkiye'deki basımları sanırım Can Yayınları tarafından yapılıyor. Kitabın kapak tasarımlarına gelecek olursak; ön kapağa hasta olmamak mümkün değil elbette, ancak arka kapağı pek sevemedim ben... Kitabın içeriği yerine yazarın hayatı yazılmış epey uzun bir paragraf... Bunu şu amaçla yazmış ya da düşünmüş olabilirler: Belki de kitap yazarın çocukluğundan derin izler taşıdığı için, kitabı yazanı değil de aslında kitaptaki Zeze'nin gerçek hayatını yazmayı tercih etmiş olabilirler...
*

Kitabımızın konusuna gelecek olursak; kitap bir diğer basımındaki arka kapak yazısında da bahsedildiği üzere günün birinde acıyı keşfeden bir çocuğun öyküsüdür... Beş yaşındaki Zeze'nin küçücük ama oldukça zengin hayal gücüyle bezenmiş yaşantısına kısacık bir bakış atıyoruz... Onun gözünden, onun kelimelerinden bize kendini anlatışını, olaylara bakış açısını gösterişini izliyoruz... Minicik bir çocuğun kalbinin derinliklerine iniyoruz da diyebilirim... 
*

Beş altı yaşlarındaki bir çocuğun hayat hikayesi olmasına rağmen çocuklara hitap eder bir roman olduğu düşüncesinde değilim :( Hatta benzer ve bana göre saçma sebeplerle kitabımızın yasaklanmasını isteyenler bile olmuş ! Neymiş efendim, müstehcen kelimeler içeriyormuş ! İyi de kardeşim, içerdiği kelimeler bir çocuğun yakın çevresinden taklit yoluyla öğrendiği ve ezbere söylediği birkaç kaba sözcükten başka bir şey değil, kaldı ki çevirmen de bu hususa dikkat etmiştir diye düşünüyorum... Bu kadar takılı kalmalarına sebep olabilecek kadar müstehcenlik içeren bir kelime göremedim ben, görebilene de aşk olsun... Hem böyle bir kitabı yasaklarsanız bana göre gelecek nesillere haksızlık etmiş olursunuz, çünkü ben bu kadar sıcak, bu kadar doğal, bu kadar samimi bir kitap daha okumadım :) Bir eğitimci olarak, üstelik de her yaştan çocuğu eğiten bir eğitimci, bir özel eğitimci olarak kitabın bir çocuk kitabı olduğunu düşünmediğimden dolayı yasaklanma gerekçelerini de saçma buldum!!!
*

Bana göre kitap bir çocuk kitabı değil evet ama çocuklara okutulmalı mu okutulmamalı mı kararsız kaldım açıkçası... Ama bence okumalı, genç yaşlı demeden herkes okumalı bu kitabı... Öyle sıcak, öyle samimi bir kalp var ki avuçlarınızda... 
*

Kitap iki yüz sayfalık bir yaşam kesiti aslında... Ben iki yüz sayfalık bir hikayecik diye de adlandırdım... Bu sebeple okuma kolaylığı sağlıyor, hemen bitiyor... Aslında bu hem iyi, hem de kötü, çünkü hikayeye başlar başlamaz bitsin istemeyecek kadar çok kaptırıyorsunuz kendinizi...
*
Kitapta Portekizde yaşayan, çok nüfuslu oldukça fakir bir ailenin çocuğu olan Zeze sayesinde kalabalık ailelerin dramına ve çok renkliliğine de şahit oluyorsunuz... Kitabın esasında bana göre Portekizde yasaklanması gerek, çünkü samimi ve gerçek bir hikaye olduğundan her şey olumlu ve olumsuz yönleriyle ortaya atılıyor... Eh, ülke de bundan bir derece nasibini alıyor... Küçücük fakir bir çocuğun hayatı hiç de kolay değil çünkü...

Kitabın dili basit, samimi ve günlük konuşma dili. Zorlanmadan her yaştaki insan okuyabilir, en önemlisi ders çıkarabilir ve bu sımsıcak hikayede kendine bir yer bulabilir...
*
Kitaptaki hikaye lisede de beni ağlatmıştır eminim, bugün de durum pek farklı olmadı... Kendi evladım gibi sevdim Zeze'yi... Vurduklarında benim de canım yandı sanki :) Çocuk kafası işte.... Yazarın ve tabi ki de çevirmenin bunu yani bu çocuk kafasını bize çok güzel yansıttığını düşünüyorum... Tebrik etmemek mümkün değil :)
*

Kitabın sonunu hiç beğenmediğimi eklemem şart herhalde öyle değil mi? Ancak şu da bir gerçek ki okuduğunuz şey bir yaşam kesitiyse yani gerçekse sonu da öyle olmalı. Öyle de oldu. Ancak insanı umutsuzluğa düşüren bir son değil bu, aksine dirilmenin önemini vurgulayan bir son. Hem de bunu küçücük bir çocuğun altın yüreğiyle yapan bir son... Ben hiç bu kadar tatlı bir çocuk görmedim :)
*
Kitabın devamları olarak gösterilen iki kitap daha var : Bunlardan birincisi Güneşi Uyandıralım, ikincisi Delifişek... Okumayı düşünüyorum ama daha fazla gözyaşı da istemiyorum... Bakalım merakıma yenik düşecek miyim ?

Çocukları zaten severim ama bu roman sayesinde daha bir sever oldum... Zeze'yi gerçekten hayatıma dahil etmek, onunla tanışmak isterdim... Muhtemelen bu kişi de yazarımız... Tanısaydım keşke onu, belki minik Zeze'yi görebilirdim ruhunda...


Kitabımızın bir de filmi yapılmış ama ne kadar yansıtılabildi o duygular bilemiyorum... İzlemek lazım, bakmak lazım... Şuradan izleyebilirsiniz... Yalnız ben filmdeki çocuğu bir türlü Zeze'ye yakıştıramadım nedendir bilmem :( Ben Zeze'yi küçük bir zenci olarak hayal etmiştim...






Kütüphaneden aldığım diğer güzelliklerin yorumları da en kısa sürede blogda olacak :) 



Kısacası, bir klasik arayışında olanlara, kısa gerçek hikayelerden hoşlananlara, öykümsü kitaplardan hoşlananlara, Portekiz edebiyatı severlere, Vacsoncelos hayranı olanlara, minicik sımsıcak bir hikaye arayanlara, çocuk kahraman sevenlere tavsiye edebileceğim bir kitap bu. Ancak ağlamalı kitaplardan hoşlanmıyorsanız, dram olsun da fazla içime işlemesin diyorsanız, dramatik film ve kitaplardan hoşlanmıyorsanız, kısa kitapları sevmiyorsanız, Portekiz edebiyatı ilginizi çekmiyorsa -pek tavsiye etmem mutlaka okuyun bence ama -bu kitaptan uzak durun derim :)

Kitaba puanım : 5


Daha güzel kitap eleştirilerinde görüşmek dileğiyle...

Takipte Kalın




hasibecengizkarakuzu@gmail.com
Herkese sevgiler, 
Hasibe ♥️













You Might Also Like

5 yorum oku / yaz

  1. Adsız29.5.16

    Hasibe hanım yazınızı okudum. Ve zeze hakkındaki düşüncelerinizin benim düşüncelerim oldugunuzu belirtmek istedim. Zeze'yi ben de çok sevdim ve neden daha önce tanısmadıgımız için üzüldüm.. hayatınıza dahil etmekten bahsetmişsiniz zeze'yi.... eminim ki hepimizin sokakta yanından onlarca zeze geçiyordur. Ama biz bunun ne kadar farkındayız acaba? Mesleğiniz kişiliğiniz olduysa sanırım sizin farkındalıgınız daha çoktur. Yalnız bi noktaya da değinmek istiyorum. Zeze ailede sadece kendisi ve gloria'nın sarısın oldugundan bahseder. Hatta kendine sarı çıyan der :) zeze'yi zenci olarak düşünmenize biraz şaşırdım doğrusu. Sanırım tombul yanaklı iri gözlü minik Zenciler sevimli olduğu için böyle düşündünüz. Saygılarımla..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Galiba Zeze benim hayal gücümde çikolata renkli :)) Ya da ben onu hep o şekilde hayal etmek istedim :) Bu harikulade yorumunuz beni mest etti doğrusu, çok teşekkür ediyorum size... Yollarda, sokaklarda onlarca Zeze vardır evet ama bizler maalesef yozlaştık ve artık kendimizden başka bir şey düşünmez olduk... Böyle romanlar ve kitaplar aslında bizlerin farkındalığını yükseltmek amacı da taşıyorlar biraz, umarım bir gün herkeste gün yüzüne çıkarak artar bu farkındalık... :)

      Sil
  2. Kitap insanı öyle içine alıyor ki, kitabın sayfaları elinizin altından bir derenin huzur veren şırıltısı gibi akıyor. okurken bitmemesi için ağır ağır okumaya çalıştım kitabı.
    çocuk kitabı olup olmadığı konusunda ki tartışmaya da; insana çocukluğunu hatırlatan, bir çocuğun dünyasının bir gök kuşağı kadar nasıl renkli olduğunu bize öğreten çocuk kitabı tadında bir roman.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size aynen katılıyorum, kesinlikle muhteşem bir eser. Bana tür ve tip olarak Küçük Prens'i anımsatıyor, bu türe sanırım bayılarak okuduğum ve henüz blogumda yorumlamaya vakit bulamasam da kütüphanemde büyük bir yer ayırdığım eşsiz eser 'Küçük Arı' yı eklemem gerek. Çocukların dünyasına ufak bir yolculuk yapıyoruz kitapta... Bitmesin diyerek okuyoruz hepimiz de böyle kitapları ya da en azından gerçek kitap kurtları böyle yapıyorlar... Bu arada serinin devam kitapları da var ama bence hiçbiri bir Şeker Portakalı olamaz :))Güzel yorumunuza teşekkür ediyorum.

      Sil
  3. Adsız25.7.18

    Kitabı yeni bitirdim ve önüme ilk sizin eleştiriniz cıktı. Aradan 2 yıl geçmiş yazınızım ama yine de hatırlarsanız eger neden kitabın sonunu beğenmediğinizi sormak istedim. Mesela nasıl bitebilirdi. Çünkü ben de beğenmedim. Biraz hızlı bir son oldu gibi. Ve portuguaya yazılan o hüzün dolu mektup, belki bizi hüzne boğabilirdi. Çünkü ta başından beri süregelen hayat ve beliren ışık bu kadar manasız sönmemeli, geriye neleri aydınlattığı dile getirilebilirdi. ( yazar beni affetsin :)

    YanıtlaSil

Fikrini paylaşırsan çok sevinirim:)))