Herkese merhaba!

Yeni yazıdan selamlar... Hafta sonunuz umarım keyifli geçiyordur, hafta sonuna bir kitap yorumuyla ben de keyif üstüne keyif katmaya geldim, umarım yazımı keyifle okursunuz ^^

Kütüphaneden aldığım diğer bir kitap olan Oyun'u okudum bitirdim ve hemen yorumunu ekleyip diğer kitaba geçmek istedim. Birazdan da anlayabileceğiniz üzere aslında çok da benlik olmayan bir kitap okudum. Kütüphanede nerdeyse elime ne geçtiyse aldığım için aldıklarımın arasından böyle bir kitabın da çıkmasına çok şaşırmadım açıkçası ^^ O zaman hemen kitaba geçelim...

Kitabımız, Pegasus Yayınları'ndan çıkma ve yaklaşık olarak 327 sayfa..


Kitabı sanırım okumamdaki en büyük etken yine kapakları oldu, özellikle de arka kapaktaki tanıtım yazısı. gerçekten çok iyiydi. Tamamen kitabı anlatan bir metin olmuş, bu arada ön kapaktaki illüstrasyon da harika bir tasarım olmuş, kitabı ve seriyi akılda kalıcı yapan unsurlar bunlar...
*
Gelelim kitabın biçimsel özelliklerine; İlk sayfada, kitap ismi, ikinci sayfada kitap hakkında daha detaylı bilgilerin yer aldığı sayfa, üçüncü sayfada, kitap-yazar-çevirmen-yayınevi isminden sonra kitaba direkt olarak giriş yapılıyor. Kitap bölümler halinde toplam 33 bölümden oluşuyor, kitabın sonunda ise bir Son Söz kısmı mevcut.


Kitabımızın konusu ise şöyle: Julia ve Robert Frost kardeşler geçmişlerinde yer alan trajik olaydan sonra Kanada'da dağların arasında yer alan Grace Koleji'ne kayıt yaptırırlar ve eğitimlerine bu çok seçkin kolejde devam ederler. Ancak kolej normal okullardan oldukça farklıdır ve bu durum iki kardeşin de dikkatinden kaçmaz. Geçmişlerini artlarında bırakmaya çalışırken gizemli mesajlar ve okul gazetesi editörü Angela Finder'ın gizemli ölümü onları içinden çıkılması güç bir maceraya sürükleyecektir...


Kitabın bir seri kitabı olduğunu herhalde söylemedim ancak bu serinin ilk kitabı, ikincisi ise Felaket ismiyle devam ediyor. Normal zamanlarda gerçekten seri okumayı sevmem ve özellikle de kütüphaneden seri okumayı. Çünkü serinin ikinci kitabını asla bulamıyorsunuz ve öylece kalıyor. Bu durum açıkçası beni sinir ediyor. Eğer gerçekten aklım kalmadıysa şimdiye kadar da herhangi bir seriyi almadım ve de eğer okumak istersem de serinin tüm kitaplarını almak isterim. Her neyse, o nedenle seri okumayı sevmiyorum ve de her seriyi de okumuyorum. Bu kitap dediğim gibi araya nasıl kaçmış bilemedim :) Ancak yine de büyük bir keyifle okudum ve bitirmiş oldum.


Kütüphaneden aldığım kitaplar arasında geçtiğimiz günlerde bir sıralama yaptım, çünkü acaba hangisini okusam diye gereğinden fazla vakit kaybettiğimi fark ettim, çünkü inanılmaz zor karar veren bir insanım. O nedenle kendimce bir sıralama yaptım ve bu sıralamayı bir kolay-akıcı-macera kitapları, bir de daha ağır okunan kitaplardan şeklinde yaptım. Hem kendimi sıkmamak hem de keyifli bir okuma süreci yaşamak için bu şekilde bir sıralama yaptım ve o sıralamadaki ilk sıradaki kitap buydu. Bu sıralamayı bozmadan okumayı ve blogumda bu şekilde yorumlamayı düşünüyorum, eğer siz de ne okuyacağınıza karar veremiyorsanız bu yöntem tavsiyemdir :)


Kitabın puntosu gerçekten beni şaşırtacak kadar büyüktü, bu bakımdan olağanüstü kolay okunuyor. Bence kitap, yaş kitlesi olarak özellikle genç okur kitlesine hitap ediyor, hatta lise düzeyindeki okurlar da keyifle listelerine alabilirler ne de olsa kitap bir okul kitabı. Evet okula dair çok fazla bölüm yok ama olsun, neticede kitap bir kolejde geçiyor :) Bu arada bu kitap Almanya'da çok sevilen bir seriymiş ve yazarı da aynı şekilde çok seviliyormuş.


Kitaba dair söyleyebileceğim en göze çarpan şey, elbette çok akıcı bir kitap olduğu. Bu kitabı bir oturuşta bitirmeniz çok olası. Her şey dozunda olduğundan, diyaloglar, tanıtımlar, tasvirler,, betimlemeler vs. bence çok akıcı bir kitap. Sadece kişi tasvirlerinde biraz eksik buldum, özellikle kitapta yer alan Julia ve Robert'ın arkadaş kitlesinin tasvirlerinde eksikler vardı.


Kitabı sayfa sayısı olarak da çok beğendim, bir serinin başlangıç kitabı olarak gayet başarılı, ne çok uzun ne de çok kısaydı. Ayrıca yine okuma kolaylığı sağlayıp sıkıcı olmaktan da kitabı uzaklaştırmış.
*
Çevirisi de genel anlamda başarılıydı kitabın. Özellikle gizem ve gerilim öğelerinin ara ara serpiştirilmesini de çok sevdim, tamamen romantik olsaydı ya da gençlik-ergenlik falan çok sıkıcı olabilirdi benim için, genel anlamda keyifli bir okumaydı.


Kafa dağıtmalık, kolay okunabilen, akıcı, gençlik romanlarından hoşlanıyorsanız bir bakmanızı tavsiye ederim. Ancak bir seri olduğunu hatırlatayım, Vadi serisinin ilk kitabı bu :) Umarım kütüphanede serinin diğer kitaplarını da bulurum çünkü böyle kitaplar genelde en can alıcı yerlerde bitiriliyorlar ve merakta kalıyoruz. Ana karakterleri, Julia'yı ve Chris'i, Katie'yi, Benjamin'i ve David'i Rosu'u merak ediyorum :))


Benim kitaba dair yorumlarım ve görüşlerim işte böyleydi, umarım yazımı keyifle okudunuz ^^ Yazımı beğendiyseniz sosyal medyada paylaşmayı ve blogumu sağ üst köşeden takibe almayı unutmayın :) Eğer beni sosyal medyadan da takip ederseniz yeni yazılarımdan ilk haberdar olanlardan olabilirsiniz...