✿ Kitap Eleştirisi: Nabız - Jeremy Robinson ✿
27.5.17
Herkese merhaba!
Hayırlı Ramazanlar, Ramazan ayının ilk gününden selamlar... On bir ayın sultanı geldi, gönüllerimize tahtını kurdu bin şükür.... Hoş geldi, sefalar getirdi... Bu güzel ve mübarek günde sizlerle okuduğum son kitabın eleştiri ve yorumlarını paylaşmak istiyorum, hemen başlayalım !
Kitabımız, Pegasus Yayınları'ndan çıkma ve yaklaşık olarak 480 sayfa...
Kitap, kütüphaneden aldığım kitaplar arasındaydı, okunmak üzere sırada bekliyordu. Kitapla ilgili yalnız biraz hayal kırıklığı yaşadım çünkü, kitabın kapak tasarımı ve ismi bende Koridor Yayınları'ndan çıkan polisiyelerle çağrışım yaptığından kitabı polisiye sanarak almıştım, kitabın polisiye olmaması beni biraz üzdü :(
Kitabın ön kapağını hiç beğenmedim ve arka kapağı daha çok sevdim. Bu arada bu kitap yazarın Satranç Takımı serisinin ilk kitabıymış, yani yine bir seri kitabı, o nedenle isminin Nabız olmasını kitabın içerdiği konuyla çok alakalı bulamadım ama belki serideki tüm kitapları göz önüne alırsak bir anlam kazanabilir, kim bilir. Ben kitaba Satranç Takımı ismini daha çok yakıştırdım: Mesela 'Satranç Takımı- Görev: Hydra' olabilirdi? Onun dışında arka kapak gerçekten çok güzel bir şekilde konuyu özetliyor, bir sürü farklı övgü de ona eşlik ediyor. Kitabın isminin İngilizce'den direkt olarak çevrilmesini de sevdim :)
Kitabın konusuna geçelim hemen: Genetik çalışmalar yürüten Manifold şirketinin kurucusu Richard Ridley, ölümsüzlüğe açılan kapıları keşfetmiştir: Peru çölünde üzerinde Antik Yunanca yazılar bulunan bir taşın altında gömülü tarihî bir eser ona istediğini vermiştir.Manifold şirketi tarihî eseri çalıp arkeolog Dr. George Pierce’ı kaçırınca, ABD Özel Kuvvetleri’nden Şah kod adlı Jack Siegler ve ekibi Satranç Takımı -Vezir, Kale, Fil, At ve Koyu Mavi-, Manifold’un peşine düşmüştür. Başkanın özel emriyle kurulan Satranç Takımı, her türlü tehdit ve tehlikeyle mücadele için bir araya getirilmiş teknolojik silahlara ve çok özel yeteneklere sahip, eğitimli bir birimdir.Ridley’nin bir ordu yaratma planı onu bir numaralı tehdide dönüştürmüştür.Satranç Takımı, Manifold şirketinin gelişmiş silahlarla donatılmış güvenlik güçleriyle ve ölümsüz canavarıyla başa çıkmak zorundadır. Aksi takdirde, Manifold insanlık tarihini sonsuza dek değiştirecektir.
Kitabın konusunu direkt arka kapaktan aldım çünkü gerçekten daha iyi ifade edilemezdi diye düşünüyorum :) Kitabın türü konudan da anlayacağınız üzere, bilim kurgu, aksiyon ve macera diyebiliriz. Gerçekten de kitabı okurken bir dizi, bir film izler gibiydim, bütün bölümleri herhangi bir dizinin ya da filmin bölümlerini izler gibi okudum. Kitabın son iki ya da üç yüz sayfası gerçekten çok akıcı, ilk bölümlerde yakalayamadığınız o akıcılığı sonlara doğru yakalıyorsunuz ve kitabı bir anda yalayıp yutuyorsunuz...
*
Kitabın biçimsel özelliklerinden de söz edelim: İlk sayfada kitap ismi, ikinci sayfada detay bilgiler, üçüncü sayfada; yazar, kitap, çevirmen ve yayınevi ismi, beşinci sayfada atıf, yedinci sayfada da alıntılar yer alıyor. Giriş bölümüyle kitaba giriş yapılıyor. Kitap büyük kısımlar halinde üç büyük kısımdan oluşuyor: Gamma, Beta, Alpha olmak üzere. Kitap küçük ve bir iki sayfalık kısa bölümler halinde toplamda altmış dört bölümden oluşuyor. En sonda ise bir Son Söz ile kitap sona erdiriliyor. Kitabın puntosu küçük olarak tercih edilmiş. Her bölümün başında bölümün geçtiği bir yer ismi mutlaka yer alıyor.
Kitap genel olarak akıcı evet, dediğim gibi kitabın bir filmden farkı yok. Kitaptaki satranç ekibini çok seveceğinizden eminim, ben fiziksel özellik tasvirini biraz eksik bulsam da yine de kafamda şekillendirdim. Kitaptaki Satranç Ekibi'nin kod adları satranç taşlarından geliyor, çok ilginç değil mi? :) Koyu Mavi, Şah, Vezir ( ki Vezir'in satrançtaki konumuna uygun olarak dişi seçilmesini takdir ettim ), Kale, At ve Fil, kitabın sonunda eklenen Piyonu da unutmamak gerekir. İlerleyen kitaplarda yine piyonu görür müyüz bilemedim, ama umarım görürüz.
*
Kitabın sayfa sayısı oldukça uzun görebildiğiniz gibi, ben de okurken hem puntonun küçüklüğünden hem de sayfa sayısından dolayı biraz zorlandım ve normal okuma süremin çok dışına çıkarak inanılmaz uzun bir sürede okudum, bu biraz üzücü oldu:(
Bilim kurgu okumayı çok sevmiyorum, ben daha çok izleme taraftarıyım, bir de özellikle daha önce de söylemiştim, yaratıklı hiçbir şeyi sevmiyorum :( Okurken çok fazla dehşet içerisinde kaldığımı söylemem lazım, uyarmak istiyorum baştan, çok fazla dehşet, kan, vahşet, parçalama vs. var, bu açıdan bir bakıma biraz da korkuyu andırıyor. Ben bu tarz korku filmlerinden de hoşlanmıyorum, izleyici-okur yorumlarından genelde sevilmediğini de biliyorum, o nedenle sizi baştan uyarayım ^^
*
Kitapta güzel tasvirler var, dünyanın dört bir tarafını dolaşıyoruz, Peru çöllerinden, Amerika'ya, adalardan tutun da her yere kadar. Maceranın gerçekten canlı kanlı bir haline bürünüyor kitap. Kitapta büyük oranda Yunan Mitolojisi var, mitoloji sevmeyenler dikkat! Ben de açıkçası çok hoşlanmıyorum mitolojiden ama katlanamıyor olmadığımdan okudum bir şekilde. Sondaki mitoloji sürprizine ise bu kitapta bayıldım !
Bu arada Pegasus benim çok sevdiğim yayın evlerinden biridir, okurken çok sıklıkla keyif aldığım kitapları basıyor, aynen devam :)
*
Kitapta diyalog da düz yazı da bence yeterli düzeyde, hiçbiri birbirine baskın çıkmıyor. Kitapta her şeyin dozunda olduğunu düşünüyorum. Bu arada kitapta çok ilgi çekici düzeyde bilgi sağanağı var, özellikle Hydra ve Mitoloji, Herkül konularında çok güzel bilgilendirmeler yapılmış. Özel olarak ilgimi çekmese de kitaptaki bu bilgilendirmeleri seviyorum.
*
Kitabı ayrımcılık yapmış gibi olmayayım ama özellikle erkek okurların seveceğini düşünüyorum, kitaptaki neredeyse bütün karakterler erkek ve konu da aynı şekilde, bana hitap etmediği için belki de böyle düşündüm ama naçizane önerebilirim ^^
Kitapta karakter tahlillerinde ve tasvirlerinde bir miktar eksiklik bulsam da manzara tasvirleri epey başarılıydı bence, haricinde çok fazla alan, mekan ve olay tasviri vardı, bu beni bazı yerlerde çok sıktı. Hatta bazı yerlerde olayın önüne bile geçmişti, pek sevemedim :(
*
Kitabı, bilim kurgu severlerin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum. Yine kafa dağıtmak, farklı bir kitap okumak istiyorsanız da bakabilirsiniz, ben ilerde serinin diğer kitaplarına da bakmayı düşünüyorum, güzel bir seri ve ekibin ikinci görevini merak ediyorum :)
Benim bugünkü kitaba dair yorum ve görüşlerim işte bu şekildeydi, umarım yazımı keyifle ve severek okudunuz! Yeni yazılarda da görüşmek dileğiyle! Yazımı beğendiyseniz sosyal medyada paylaşmayı ve blogumu sağ üst köşeden takibe almayı unutmayın :) Eğer beni sosyal medyadan da takip ederseniz yeni yazılarımdan ilk haberdar olanlardan olabilirsiniz...
Hayırlı Ramazanlar, Ramazan ayının ilk gününden selamlar... On bir ayın sultanı geldi, gönüllerimize tahtını kurdu bin şükür.... Hoş geldi, sefalar getirdi... Bu güzel ve mübarek günde sizlerle okuduğum son kitabın eleştiri ve yorumlarını paylaşmak istiyorum, hemen başlayalım !
Kitabımız, Pegasus Yayınları'ndan çıkma ve yaklaşık olarak 480 sayfa...
Kitap, kütüphaneden aldığım kitaplar arasındaydı, okunmak üzere sırada bekliyordu. Kitapla ilgili yalnız biraz hayal kırıklığı yaşadım çünkü, kitabın kapak tasarımı ve ismi bende Koridor Yayınları'ndan çıkan polisiyelerle çağrışım yaptığından kitabı polisiye sanarak almıştım, kitabın polisiye olmaması beni biraz üzdü :(
Kitabın ön kapağını hiç beğenmedim ve arka kapağı daha çok sevdim. Bu arada bu kitap yazarın Satranç Takımı serisinin ilk kitabıymış, yani yine bir seri kitabı, o nedenle isminin Nabız olmasını kitabın içerdiği konuyla çok alakalı bulamadım ama belki serideki tüm kitapları göz önüne alırsak bir anlam kazanabilir, kim bilir. Ben kitaba Satranç Takımı ismini daha çok yakıştırdım: Mesela 'Satranç Takımı- Görev: Hydra' olabilirdi? Onun dışında arka kapak gerçekten çok güzel bir şekilde konuyu özetliyor, bir sürü farklı övgü de ona eşlik ediyor. Kitabın isminin İngilizce'den direkt olarak çevrilmesini de sevdim :)
Kitabın konusuna geçelim hemen: Genetik çalışmalar yürüten Manifold şirketinin kurucusu Richard Ridley, ölümsüzlüğe açılan kapıları keşfetmiştir: Peru çölünde üzerinde Antik Yunanca yazılar bulunan bir taşın altında gömülü tarihî bir eser ona istediğini vermiştir.Manifold şirketi tarihî eseri çalıp arkeolog Dr. George Pierce’ı kaçırınca, ABD Özel Kuvvetleri’nden Şah kod adlı Jack Siegler ve ekibi Satranç Takımı -Vezir, Kale, Fil, At ve Koyu Mavi-, Manifold’un peşine düşmüştür. Başkanın özel emriyle kurulan Satranç Takımı, her türlü tehdit ve tehlikeyle mücadele için bir araya getirilmiş teknolojik silahlara ve çok özel yeteneklere sahip, eğitimli bir birimdir.Ridley’nin bir ordu yaratma planı onu bir numaralı tehdide dönüştürmüştür.Satranç Takımı, Manifold şirketinin gelişmiş silahlarla donatılmış güvenlik güçleriyle ve ölümsüz canavarıyla başa çıkmak zorundadır. Aksi takdirde, Manifold insanlık tarihini sonsuza dek değiştirecektir.
Kitabın konusunu direkt arka kapaktan aldım çünkü gerçekten daha iyi ifade edilemezdi diye düşünüyorum :) Kitabın türü konudan da anlayacağınız üzere, bilim kurgu, aksiyon ve macera diyebiliriz. Gerçekten de kitabı okurken bir dizi, bir film izler gibiydim, bütün bölümleri herhangi bir dizinin ya da filmin bölümlerini izler gibi okudum. Kitabın son iki ya da üç yüz sayfası gerçekten çok akıcı, ilk bölümlerde yakalayamadığınız o akıcılığı sonlara doğru yakalıyorsunuz ve kitabı bir anda yalayıp yutuyorsunuz...
*
Kitabın biçimsel özelliklerinden de söz edelim: İlk sayfada kitap ismi, ikinci sayfada detay bilgiler, üçüncü sayfada; yazar, kitap, çevirmen ve yayınevi ismi, beşinci sayfada atıf, yedinci sayfada da alıntılar yer alıyor. Giriş bölümüyle kitaba giriş yapılıyor. Kitap büyük kısımlar halinde üç büyük kısımdan oluşuyor: Gamma, Beta, Alpha olmak üzere. Kitap küçük ve bir iki sayfalık kısa bölümler halinde toplamda altmış dört bölümden oluşuyor. En sonda ise bir Son Söz ile kitap sona erdiriliyor. Kitabın puntosu küçük olarak tercih edilmiş. Her bölümün başında bölümün geçtiği bir yer ismi mutlaka yer alıyor.
Kitap genel olarak akıcı evet, dediğim gibi kitabın bir filmden farkı yok. Kitaptaki satranç ekibini çok seveceğinizden eminim, ben fiziksel özellik tasvirini biraz eksik bulsam da yine de kafamda şekillendirdim. Kitaptaki Satranç Ekibi'nin kod adları satranç taşlarından geliyor, çok ilginç değil mi? :) Koyu Mavi, Şah, Vezir ( ki Vezir'in satrançtaki konumuna uygun olarak dişi seçilmesini takdir ettim ), Kale, At ve Fil, kitabın sonunda eklenen Piyonu da unutmamak gerekir. İlerleyen kitaplarda yine piyonu görür müyüz bilemedim, ama umarım görürüz.
*
Kitabın sayfa sayısı oldukça uzun görebildiğiniz gibi, ben de okurken hem puntonun küçüklüğünden hem de sayfa sayısından dolayı biraz zorlandım ve normal okuma süremin çok dışına çıkarak inanılmaz uzun bir sürede okudum, bu biraz üzücü oldu:(
*
Kitapta güzel tasvirler var, dünyanın dört bir tarafını dolaşıyoruz, Peru çöllerinden, Amerika'ya, adalardan tutun da her yere kadar. Maceranın gerçekten canlı kanlı bir haline bürünüyor kitap. Kitapta büyük oranda Yunan Mitolojisi var, mitoloji sevmeyenler dikkat! Ben de açıkçası çok hoşlanmıyorum mitolojiden ama katlanamıyor olmadığımdan okudum bir şekilde. Sondaki mitoloji sürprizine ise bu kitapta bayıldım !
Bu arada Pegasus benim çok sevdiğim yayın evlerinden biridir, okurken çok sıklıkla keyif aldığım kitapları basıyor, aynen devam :)
*
Kitapta diyalog da düz yazı da bence yeterli düzeyde, hiçbiri birbirine baskın çıkmıyor. Kitapta her şeyin dozunda olduğunu düşünüyorum. Bu arada kitapta çok ilgi çekici düzeyde bilgi sağanağı var, özellikle Hydra ve Mitoloji, Herkül konularında çok güzel bilgilendirmeler yapılmış. Özel olarak ilgimi çekmese de kitaptaki bu bilgilendirmeleri seviyorum.
*
Kitabı ayrımcılık yapmış gibi olmayayım ama özellikle erkek okurların seveceğini düşünüyorum, kitaptaki neredeyse bütün karakterler erkek ve konu da aynı şekilde, bana hitap etmediği için belki de böyle düşündüm ama naçizane önerebilirim ^^
Kitapta karakter tahlillerinde ve tasvirlerinde bir miktar eksiklik bulsam da manzara tasvirleri epey başarılıydı bence, haricinde çok fazla alan, mekan ve olay tasviri vardı, bu beni bazı yerlerde çok sıktı. Hatta bazı yerlerde olayın önüne bile geçmişti, pek sevemedim :(
*
Kitabı, bilim kurgu severlerin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum. Yine kafa dağıtmak, farklı bir kitap okumak istiyorsanız da bakabilirsiniz, ben ilerde serinin diğer kitaplarına da bakmayı düşünüyorum, güzel bir seri ve ekibin ikinci görevini merak ediyorum :)
Benim bugünkü kitaba dair yorum ve görüşlerim işte bu şekildeydi, umarım yazımı keyifle ve severek okudunuz! Yeni yazılarda da görüşmek dileğiyle! Yazımı beğendiyseniz sosyal medyada paylaşmayı ve blogumu sağ üst köşeden takibe almayı unutmayın :) Eğer beni sosyal medyadan da takip ederseniz yeni yazılarımdan ilk haberdar olanlardan olabilirsiniz...
Takipte Kalın
H. ♥️
0 yorum oku / yaz
Fikrini paylaşırsan çok sevinirim:)))