Film Yorumu: Düğün Dernek / Düğün Dernek 2: Sünnet / Ali Baba ve Yedi Cüceler / Zaman Makinesi 1973

16.12.15

Herkese selamlar...

Haftanın tam da ortasındayız, iki gün sonra ise hafta sonu... Büyük bir heyecanla kendilerini beklediğimi eklemeliyim :)) Bu güzel günde ben işteyken sizler için bloguma dört güzel film yorumu eklemek istedim, belki tatilde olanlar vardır veya günü boş geçirenler için güzel bir alternatif olabilir diye umuyorum...

Peki bugün hangi filmlerden söz edeceğim, başlıkta da yazdığı üzere bugün Türk filmlerini konuk ediyorum blogumda... Özellikle son zamanlarda vizyona giren ve epey bir gişe başarısı kazanmış olan üç film ve bir televizyon filmi.. Bugünkü filmlerin bir özelliği de komedi filmleri olmaları... Bu filmlerden üçünü sinemada izlediğimizi de ekledikten sonra dilerseniz ilk filmimizle yola çıkalım...


İlk filmimiz, Ahmet Kural ve Murat Cemcir ile adı özdeşleşen serinin ilk filmi... Düğün Dernek... Bu güzel filmi sinemada izlemiştik, özellikle gidebildiğiniz filmlere sinemada gidip izlemenizi öneriyorum ve evde ya da cd de film izlemekle arasındaki farkı daha iyi anlamanızı sağlayacak diye düşünüyorum ^^

DÜĞÜN DERNEK

IMDB: 7.5
Tür: Komedi
Oyuncular: Ahmet Kural, Murat Cemcir, Rasim Öztekin, Devrim Yakut
Yapım: 2013, Türkiye


Filmin methini duymayan kaldı mı bilemiyorum Türkiye'de, ya da halen izlemeyen kaldı mı ama ben yine de blogumda hazır ikincisi henüz vizyondayken ve ikincisini de izlemişken yorumlayayım dedim. Ahmet Kural ve Murat Cemcir bence günümüzün, Zeki ile Metin'i, Edi ile Büdüsü... Yani birbirlerine çok yakışan ikili komedi adamları... Yaptıkları işler de ortada, ben gerçekten çok beğeniyorum bu ikiliyi, özellikle ilk filmleri Çalgı Çengi'yi de defalarca izlemiş biri olarak televizyon dizileri de gayet güzeldi, Kardeş Payı..


Filmin afişleri görebildiğiniz gibi çok canlı, renkli ve dikkat çekici... Aynı şekilde film de öyle, ismi de içeriği de kurgusu da hatta işlenişi de tam bize göre, yani oldukça fazla yerel diyebiliriz... Özellikle Sivas ilimizin seçilmesi ve onore edilmesi de ayrı bir jestti... Gerçi ben Ahmet Kural Kütahyalı olduğundan Kütahya için de bir jest bekliyorum ya neyse ^^ Her neyse, filmin konusuna gelelim: Sivaslı Tarık, Letonyalı Marika ile evlenmek istemektedir. Sivas'a geldiğinde bu konuyu babasına açar ve babası da yakın arkadaşlarını toplayarak oğluna bir düğün yapmak ister. Ancak olaylar beklendiği gibi gelişmez ve kahramanlarımız içinden çıkılması güç komik durumlara düşerler...


Filmde karakter seçimleri, mekan seçimleri, afiş, konu, kurgu yani aklınıza gelebilecek her şey titizlikle işlenmiş, bazıları fazlaca bizden bulsa da bence gerçek yerel komedi böyle olur dedirten bir filmdi... Özellikle Tüpçü Fikret, Boksör Çeto, Öğretmen Saffet derken karakterler hafızalardan çıkmayacak bir oyunculuk performansı sergiliyorlar ve müthiş bir iş çıkarıyorlar...


Bu serinin ilk filmiyle alakalı olarak çok meşhur olmuş bir halay sahnesi ile bir de yerel bir türkü var, aslına bakarsanız filmin bu kadar ön plana çıkmasında bunların payı da çok büyük. Güzel bir iş olmuş bence, diyaloglarda hızlı konuşulan bazı kısımları anlayamasam da yerel ağız çok güzel sunulmuş, karakterler cuk oturmuş. Her seferinde sıkılmadan izlediğim bir film, her sahnesi de dolu dolu. Abartı olarak bulduğum bazı karakter hareketleri vardı elbette ama bunu da tiyatral havaya verdim ve bir film izlediğimi hatırlattım kendi kendime ve şunu sordum: Acaba gerçek hayatta da Tarık'ın annesi gibi kadınlar yaşıyorlar mı? ^^


İkinci filmimiz ise aynı serinin devam filmi, halen vizyonda... Düğün Dernek 2: Sünnet...

DÜĞÜN DERNEK 2: SÜNNET

IMDB: 7.4
Tür: Yerli Komedi
Oyuncular: Ahmet Kural, Murat Cemcir, Rasim Öztekin, Devrim Yakut
Yapım: 2015, Türkiye


İlk filmin devamı niteliğinde olan filmde ilk filmi keyifle izleyenler bir devam filmi izlediklerinden çok rahat devam edeceklerdir. Karakterler aynı olunca ve konu da yine düğün dernek olunca aslında senaristlerin işleri de zor ancak bu ikinci filmi ilkinden biraz daha az sevdim de diyebilirim...


Filmin konusu ise şöyle: Marika ile evlenen Tarık bir erkek evlat sahibi olmuştur, Tarık'ın babası da dünürünün rızası olmadan torununu sünnet ettirmeye çalışacaktır... 


İlla ki kıyaslama olacaktır; ilk filme baktığımızda ikinci filmde daha fazla aksiyon olduğunu söylemeliyim, işler daha fena karışıyor... Özellikle karakterler üçer dörder gruplara ayrılmışlar ve her bir grubun başına başka felaketler geliyor yine... Ancak ilk filme göre biraz saçma kısımlar da mevcuttu, bana göre Tüpçü Fikret'in akıl hastanesi sahneleri gereksizdi. Ancak Letonya kısımlarını çok sevdim, ve kısacık geçildiğini düşündüm. Bizimkilerin Letonya ile Letonya'nın da bizimkilerle olan maceralarını daha detaylı izlemek isterdim, kısacık geçilmiş (:(


Yine ilk filmin üzerine çıkan ve fragmanlarla seyirciyi coşturan bir halay sahnesi daha... Bu da sadece jenerik kısmında azıcık gösteriliyor... Ancak bu filmde filmi öne çıkaran bir türkü bulamamışlar !


Bu filmde bazı sahneleri çok sevdim, bazılarını gereksiz buldum, bazılarını abartılı buldum ancak film çizgisinden pek ayrılmamışlar... İlk film kadar olmasa da bunda da tat buluyorsunuz... Sadece bana sonu çok çabuk kesilmiş gibi geldi, film hiç beklemediğimiz bir anda sona erdi... Detaya inilmesi gereken kısımlar var olmasına rağmen biraz aceleye gelmiş gibiydi... Ancak yine de izlenebilir.

*

Üçüncü filmimiz ise Cem Yılmaz'ın son filmi Ali Baba ve Yedi Cüceler...

ALİ BABA VE YEDİ CÜCELER

IMDB: 7.0
Tür: Komedi
Oyuncular: Cem Yılmaz, Irına Ivkına, Çetin Altay, Zafer Algöz, Can Yılmaz
Yapım: 2015, Türkiye


Cem Yılmaz'ın büyük hayranı olduğumdan ne çekse izlerim, ne yapsa giderim. Eşim de benim gibi olduğundan yakın bir zaman öncesi bir koşu iki buçuk saatlik Kütahya yolunu tepip gittik Sera Kütahya'ya izlemeye... Ve de bu güzel günü blogumda kısacık paylaştım sizlerle, şuradan okuyabilirsiniz ^^


Afişler gerçekten efsane gözüküyor o ayrı. Filmde Cem Yılmaz var o ayrı. Konusuna gelelim: Ali Şenay ve kayın biraderi İlber, bahçe süsü olarak cüceler tasarlayıp satan iş adamlarıdır. İç girişimlerinde başarısız olduktan sonra Şenay Cüccaciye adı altında yurt dışına açılmak istemektedirler. Bunun için de soluğu Sofya'da düzenlenen Bahçe Fuarı'nda alırlar. Ancak korkunç tesadüfler sonucu büyük mafya lideri Boris Mancov adında bir adama bulaşırlar ve bu beladan kurtulmaya çalışırlar... Yalnız oyun burada sadece Mancov'un kurallarına göre oynanmaktadır...


 Konu çok güzel ve isim de çok başarılı, fantastizm ile gerilimin ve aksiyonun buluşma noktası. Konu güzel, afişler gibi film de çok renkli, ancak ben hiç espri yakalayamadım filmde. Çok fazla da gülmedik öyle. Kaliteli film yaptım diye övünüyor Cem bey ama nedense hiç komedi yoktu, onu niçin söylemiyor? Birkaç haberini izledim de. Her neyse, dediğim gibi komedi dışına çok taşan daha çok polisiye-aksiyon-gerilim dozu daha yüksek bir film bulduk karşımızda.


Karakterler, karakter seçimleri, kılık kıyafet ve mekan seçimleri başarılıydı kabul. Özellike Boris Mancov ve İzzet Altınmeşe takılmalarına da dikkat kesilmemek mümkün değildi ancak gülemedim ve bu da beni sıktı. Ayrıca korkunç bir Açlık Oyunları çakmasıydı, işi asıl berbat eden de biraz oydu galiba. Bunu da geçtim, neden acaba Cem Yılmaz her filminde neredeyse çift karakter canlandırıyor? Hayır ne gerek var yani ? Ben sevmiyorum ve başka birini görmek istiyorum o karakterde. Bu çift karakter bence bir tek Gora ve Arog filmlerinde yerindeydi, onun haricindekilerde işi batırmıştı, Bulgar mafyası ise sanırım en dibiydi :(( Lütfen Cem bey artık çift rolde birden oynamayın.



Bu filmi izledikten kısa bir süre sonra TV8'de Pek Yakında filmi gösterildi Cem Yılmaz'ın. Ben şahsen onu daha çok beğendim, ama bu film fazla gösterişli olsa da içi dolu bir film değildi. Aynı şekilde Can Yılmaz'ın da filmde oynaması ve korkunç komik bir ses biçimiyle oynaması ise komedi katan tek şeydi herhalde filme. Başarısız buldum.

*

Son filmimizse televizyonda izlediğim bir filmdi, Zaman Makinesi 1973...

ZAMAN MAKİNESİ 1973

IMDB: 6.3
Tür: Fantastik, Tarih, Komedi
Oyuncular: Gürgen Öz, Seda Bakan, Damla Cangül
Yapım: 2014, Türkiye


Gürgen Öz çok sevdiğim bir oyuncudur ancak bu filmini henüz izlememiştim. Görebildiğiniz gibi diğer sitelerde sadece komedi olarak sınıflandırılıyor ama ben hem fantastik gördüm hem de tarihi. Bilmem siz ne düşünüyorsunuz?


Çok severek izlediğim bu filmin konusu ise şöyle: Zengin ve şımarık bir çocuk olarak büyüyen Tolga babası vefat edince kendisine sadece bir Anadol STC 16 kaldığını öğrenir. Arabayı alır ve geri kalan her şeyi bırakır. Elbette bu duruma çok öfkelenmiştir, sinirli bir anında gaza bastığındaysa frenler tutmaz ve yavaşça uçuruma yuvarlanacağı sırada göğe doğru yükselir ve birden kendini 1973'ün İstanbul'unda bulur... Durum fena halde karışacaktır...


İzlediğim en iyi Türk fantastik uyarlamalarından biriydi diyebilirim. Aynı zamanda giyim kuşam, mekan ve tarihe uygunluk bakımından da tam not aldı benden. O dönemleri inanılmaz güzel yansıtmışlar. Bu film Türkiye'nin yakın geçmişine de biraz ayna tutuyor diyebilirim. İzleyin, kesinlikle pişman olmazsınız :)) Hem içinde bir tutam dram bir tutam da aşk var, ha bir de biraz bohemlik... Yok yok kesin izleyin siz :))



*

Evet arkadaşlar bugün benim sizlerle yorumlarını paylaşacağım dört filmin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Umarım yorumlarım iş görmüştür. Daha güzel film yorumlarımda da görüşelim olmaz mı?

Takipte Kalın




hasibecengizkarakuzu@gmail.com
Herkese sevgiler, 

Hasibe ♥️






You Might Also Like

0 yorum oku / yaz

Fikrini paylaşırsan çok sevinirim:)))