✿ Kitap Elestirisi : Dorian Gray'in Portresi : Oscar Wilde ✿
17.2.15
Herkese merhabalar ^.^
Umarım keyifler yerindedir, uzunca bir süredir paylaşım yapamıyorum. Buna sömestr tatili akabinde şak diye kesilen internetim de epey bir yardımcı oldu malesef :( Neyse ki artık bloguma kavuştum :)) Bu süreçte yazılacaklar elbette de ikiye katlandı ancak bu sorunu da kısa sürede hallederim diye düşünüyorum ):)
*
Kütüphane ganimetlerim vol.3 serisinde aldığım ikinci kitap olan Dorian Gray'in Portresi nihayet çok şükür bitti :( Böyle söylüyorum çünkü ya kütüphane çalışanı ağabeyin ya da kendimin kendime nazar değirdiğini düşünüyorum malesef :( Bu aralar okuyamama sendromuyla boğuşuyorum nedense... Normalde bu kitap birkaç güne biterdi ama sömestr tatili öncesi başlamama rağmen birkaç gün önce ancak bitirebildim -.- Umarım bu sorunu da en kısa sürede çözerek daha fazla kitap okuyarak eleştirilerini sizlerle paylaşacağım... Bu aşamada dualarınızı ve bir maşallahınızı alırım :)
*
Bugün sizlerle başlıktan da anlayabileceğiniz üzere İrlanda asıllı İngiliz yazar Oscar Wilde'ın kaleme aldığı ve bir döneme damgasını vuran ve benim adını klasikler içerisine yazdığım bir kitap olan Dorian Gray'in Portresi isimli kitabı ve eleştirilerini paylaşacağım...
*
Kitabımız, Öteki Yayınları'ndan çıkma ve yaklaşık olarak 254 sayfa...
*
Kitabımızın sayfa sayısı az olmasına rağmen oldukça zor okuduğumu söylemiştim daha önce. Ancak buna bana değdiğini düşündüğüm nazar kadar İngiliz soğukluğu ve uzun felsefi söylemlerle daha da katlanılmaz hale gelen uzun parafrafımsı cümleler de sebep oldu diyebilirim... Kitap ismiyle zaten sanat vaadediyor ancak felsefeyle bu kadar alakalı olduğunu düşünmezdim, gerçekten de yazarın felsefik düşünceleriyle bezeliydi, kimi yerde düşündüren kimi yerde de sıkan :(
Kitabımızın konusundan kısaca bahsedecek olursak, 19. yüzyıl İngiltere'sinde Basil Hallward oldukça önemli bir ressamdır. En yakın arkadaşı ve modeli, ilham kaynağı Dorian Gray isimli 17 yaşında Yunan heykellerine benzeyen sarışın mavi gözlü bir gençtir. Basil, Dorian'a karşı pek de arkadaşça olmayan ama kendine bile itiraf edemediği bazı duygular içerisindedir. Bu nedenle Dorian'ı kötü etkileyeceğini düşündüğünden modern görüşlü ve hazcılık akımının müdavimi olan arkadaşı Lord Henry ile tanıştırmaktan kaçınmaktadır. Ancak bu tanışma bir gün gerçekleşir, Basil'in kaygıları da gerçeğe dönüşür. Basil'in yaptığı ve hayatının en önemli, en parlak eseri olan Dorian Gray'in bir resmi ile ilgili dilediği bir dilekse Dorian'ın hayatını baştan sona değiştiren en birinci basamak olacaktır... Olayların akışına Dorian bile akıl erdiremez...
*
Kitap konusu itibariyle oldukça çekici, ancak konunun acayip bir tarafı var ki açıklandığında büyüsünün bozulması :( Kitabın sonunda darbeyi indiren yazarımız bile konuyu kitabın sonunda bağlamayı düşündüğüne göre kitap arkalarında ziyan edilmeyecek kadar değerli bir konu olduğunu söyleyebiliriz. Konuya dair en basit ve en açıklanabilir izahatı yaptığımı düşünüyorum ):
*
Kitabın genelinde olay ve düşünce egemen.Hatta bir tık daha fazla düşünce ve felsefe egemen diyebiliriz. Genelde o dönemin düşüncelerini felsefeyi de alet ederek yazarın baktığı açıdan bizlere karakterler aracılığıyla sunuşu da diyebiliriz kitapta... Hatta ben kitaptaki en temel üçlüyü id, ego ve süperegoya benzetiyorum. Basil, süperego; Dorian ego; Henry ise id... Karakterlerine çok uyduğunu düşünüyorum... Bendeki ciltli basımın arkasında da yazdığı gibi yazarın birtakım eşcinsel eğilimleri ve katı Victoria dönemindeki yasaklara, baskılara karşı yazdığı ve onu zirveye taşıyan bir eser olduğu fikrine katılıyorum. Hatta Lord Henry karakterinde de kendi düşüncelerini yansıttığını düşünüyorum.
*
Kitaptaki stüdyo tasvirleri ve doğa tasvirleri inanılmaz güzellikte... Ancak felsefenin dozunu bir tık aşağıda isterdim...
*
Kitapta yazarın yaşamın estetiği ve güzelliğini yaşama fikri, sınırsızca özgürce yaşama fikri epey cazip ama bana göre beraberinde türlü sıkıntıları da getirebilir... Yazarımızın karakterlerin fikirlerinde epey romantik de olduğu görüşündeyim... Kitap içerisinde gerçekçilik ve gerçeküstülük çarpışıyor da diyebiliriz...
*
İlk bölüm şahaneydi ancak kitabın içerisine girişi biraz zorlaştırır nitelikte... Tasvirle başlamak bana göre biraz riskli... Hem tasvirle hem de felsefi Henry ile :(
Kitapta insanların kendisini anlamadığını, eleştirdiğini ve dışladığını da Dorian karakteri üzerinden yansıtıyor yazar... Karakter isimleri çok başarılı bana göre. Akılda kalıcı ve dikkat çekici. Sadece Basil ve Lord Henry karakterlerinde tasvir zayıftı bana göre.
*
Kitabın ismi tam olarak çevrilmiş bile gözükse de iyice incelediğimizde ufacık bir nüans var. Kitabın İngilizce orijinal ismi ' The Picture of Dorian Gray'... Yani Dorian Gray'in resmi... Zaten kitabın içerisinde de karakterin bel üzerinden bir resminin yapıldığı belirtiliyor. Ancak Türkçeye çevirdiğimizde portresi kelimesi daha hoş duruyor...Bu bakımdan hoş görebiliriz bu durumu :)
*
Kitaptaki tek 'normal' aşk ilişkisi olan Dorian Gray- Sybll Vane ilişkisi de Sheakspeare kitaplarındaki o dramatik ve trajik ilişkiyi oldukça anımsatıyordu... Zaten kızın tiyatrolarda Sheakspeare kitaplarındaki kadın kahramanları canlandırması da çanak tutar nitelikte... Ama beni üzmeye yetti ve de amacına ulaştı...
*
Kitapta genellikle güzelliğe ve gençliğe övgü yer alıyor... Hatta kitabın tamamı güzelliğin ego üzerindeki etkisi ve gençliğin zihindeki negatif yansımaları ile bezenmiş durumda... Yazarın kendisini ve çarpık düşüncelerini anlattığı bir eser olduğu ve zamanında da çok tartışılan bir esere imza attığı açık.
*
Kitap içerisinde hem bir önsöz hem de çevirmenin yazdığı özel bir önsöz yer alıyor. Çevirmene teşekkürlerimi sunuyorum, her kitapta aslında bana göre böyle bir şey gerekli.
*
Olayların akışı kitap içerisinde belli bir bütünlükteydi ancak araya serpiştirilen ve kimi zaman sayfalarca süren Dorian'ın iç dünyasını aktaran felsefik yazılar bazen dayanılmaz hale geldi. Bu arada Lord Henry karakterini hiç beğenmedim :(
*
Kitapta en masum olanların sonuna çok üzüldüm; Sybll Vane, James Vane ve Basil Hallward...
*
Kitabımız elbette ki doğal olarak filme uyarlanmış... İzlemek isteyenleri - ben gibi- izlemeye davet edebilirim, bakalım kitap filme ne kadar aktarılabilmiş?
*
Kısacası, belli bir dönemin İngilteresine ayna tutan, belli bir dönemi yansıtan ve o döneme dair ipuçları veren bu felsefe ve sanat dozu inanılmaz yüksek kitabı, İngiltere hayranlarına, Oscar Wilde severlere, sanatla dolu bir kitap okumak isteyenlere, belli dönem kitapları severlere, az sayfalı yoğun romanlardan hoşlananlara, boş boş kitap okumak yerine zihnini de doldurmak isteyenlere, hem düşünce hem de olay içeren kitaplar okumayı sevenlere, felsefe bölümü öğrencilerine, eşcinsel yaklaşımların toplum üzerindeki ya da bireye yönelik etkisini araştıranlara, klasik eserler okumayı severlere, kimmiş bu Dorian Gray, Basil Hallward, gıcık Lord Henry diyenlere ve bu karakterleri tanımak isteyenlere, bir bakıma da Oscar Wilde isimli dava adamını tanımak isteyenlere tavsiye edebilirim. Ancak, düşünce romanlarından hoşlanmıyorsanız, İngiliz edebiyatı pek ilginizi çekmiyorsa, Oscar Wilde ve onun saçma düşünceleri hiç mi hiç ilgimi çekmiyor diyorsanız, Victoria dönemini merak etmiyor ve 'banane ya' diyorsanız, 'soğuk İngiliz cümleleri yetmez gibi bir de felsefesini mi çekeceğim ya' diyorsanız bu kitaptan ve yan etkilerinden uzak durun derim !!!
*
Umarım keyifler yerindedir, uzunca bir süredir paylaşım yapamıyorum. Buna sömestr tatili akabinde şak diye kesilen internetim de epey bir yardımcı oldu malesef :( Neyse ki artık bloguma kavuştum :)) Bu süreçte yazılacaklar elbette de ikiye katlandı ancak bu sorunu da kısa sürede hallederim diye düşünüyorum ):)
*
Kütüphane ganimetlerim vol.3 serisinde aldığım ikinci kitap olan Dorian Gray'in Portresi nihayet çok şükür bitti :( Böyle söylüyorum çünkü ya kütüphane çalışanı ağabeyin ya da kendimin kendime nazar değirdiğini düşünüyorum malesef :( Bu aralar okuyamama sendromuyla boğuşuyorum nedense... Normalde bu kitap birkaç güne biterdi ama sömestr tatili öncesi başlamama rağmen birkaç gün önce ancak bitirebildim -.- Umarım bu sorunu da en kısa sürede çözerek daha fazla kitap okuyarak eleştirilerini sizlerle paylaşacağım... Bu aşamada dualarınızı ve bir maşallahınızı alırım :)
*
Bugün sizlerle başlıktan da anlayabileceğiniz üzere İrlanda asıllı İngiliz yazar Oscar Wilde'ın kaleme aldığı ve bir döneme damgasını vuran ve benim adını klasikler içerisine yazdığım bir kitap olan Dorian Gray'in Portresi isimli kitabı ve eleştirilerini paylaşacağım...
*
Kitabımız, Öteki Yayınları'ndan çıkma ve yaklaşık olarak 254 sayfa...
Kitabı kütüphanede görmemle kaba bir tabirle üstüne atlamam aynı anda oldu da diyebilirim:) Çünkü ismini uzun zaman önce duymuş ve okunacaklar listemde yer vermiştim kendisine, çok şükür okuyarak bir kitabı daha tozlu raflar ardına ekledik :))
*
Kitabımızın bendeki versiyonu da yukarıdaki gibi ciltli bir basımı... Kitap kapağıyla ilgili söylenebilecek pek fazla şey yok aslında... Ön kapakta Oscar Wilde'ın genç bir resmi, arka kapakta ise nefis bir pasaj yer alıyor... Arka kapağa bu anlamda bayıldığımı söylemem lazım :) Çok bilgilendirici bir yazı ancak kitabın içeriğine dair ufacık bir ipucu bile vermemesi de göze batar nitelikte... Bu bakımdan hakkında pek fikir sahibi olmadan okuduğum bir kitap oldu benim için... Sadece sanat dolu bir kitap olduğunu tahmin ediyordum, fazla yanılmadım :)
Kitabımızın sayfa sayısı az olmasına rağmen oldukça zor okuduğumu söylemiştim daha önce. Ancak buna bana değdiğini düşündüğüm nazar kadar İngiliz soğukluğu ve uzun felsefi söylemlerle daha da katlanılmaz hale gelen uzun parafrafımsı cümleler de sebep oldu diyebilirim... Kitap ismiyle zaten sanat vaadediyor ancak felsefeyle bu kadar alakalı olduğunu düşünmezdim, gerçekten de yazarın felsefik düşünceleriyle bezeliydi, kimi yerde düşündüren kimi yerde de sıkan :(
Kitabımızın konusundan kısaca bahsedecek olursak, 19. yüzyıl İngiltere'sinde Basil Hallward oldukça önemli bir ressamdır. En yakın arkadaşı ve modeli, ilham kaynağı Dorian Gray isimli 17 yaşında Yunan heykellerine benzeyen sarışın mavi gözlü bir gençtir. Basil, Dorian'a karşı pek de arkadaşça olmayan ama kendine bile itiraf edemediği bazı duygular içerisindedir. Bu nedenle Dorian'ı kötü etkileyeceğini düşündüğünden modern görüşlü ve hazcılık akımının müdavimi olan arkadaşı Lord Henry ile tanıştırmaktan kaçınmaktadır. Ancak bu tanışma bir gün gerçekleşir, Basil'in kaygıları da gerçeğe dönüşür. Basil'in yaptığı ve hayatının en önemli, en parlak eseri olan Dorian Gray'in bir resmi ile ilgili dilediği bir dilekse Dorian'ın hayatını baştan sona değiştiren en birinci basamak olacaktır... Olayların akışına Dorian bile akıl erdiremez...
*
Kitap konusu itibariyle oldukça çekici, ancak konunun acayip bir tarafı var ki açıklandığında büyüsünün bozulması :( Kitabın sonunda darbeyi indiren yazarımız bile konuyu kitabın sonunda bağlamayı düşündüğüne göre kitap arkalarında ziyan edilmeyecek kadar değerli bir konu olduğunu söyleyebiliriz. Konuya dair en basit ve en açıklanabilir izahatı yaptığımı düşünüyorum ):
*
Kitabın genelinde olay ve düşünce egemen.Hatta bir tık daha fazla düşünce ve felsefe egemen diyebiliriz. Genelde o dönemin düşüncelerini felsefeyi de alet ederek yazarın baktığı açıdan bizlere karakterler aracılığıyla sunuşu da diyebiliriz kitapta... Hatta ben kitaptaki en temel üçlüyü id, ego ve süperegoya benzetiyorum. Basil, süperego; Dorian ego; Henry ise id... Karakterlerine çok uyduğunu düşünüyorum... Bendeki ciltli basımın arkasında da yazdığı gibi yazarın birtakım eşcinsel eğilimleri ve katı Victoria dönemindeki yasaklara, baskılara karşı yazdığı ve onu zirveye taşıyan bir eser olduğu fikrine katılıyorum. Hatta Lord Henry karakterinde de kendi düşüncelerini yansıttığını düşünüyorum.
*
Kitaptaki stüdyo tasvirleri ve doğa tasvirleri inanılmaz güzellikte... Ancak felsefenin dozunu bir tık aşağıda isterdim...
*
Kitapta yazarın yaşamın estetiği ve güzelliğini yaşama fikri, sınırsızca özgürce yaşama fikri epey cazip ama bana göre beraberinde türlü sıkıntıları da getirebilir... Yazarımızın karakterlerin fikirlerinde epey romantik de olduğu görüşündeyim... Kitap içerisinde gerçekçilik ve gerçeküstülük çarpışıyor da diyebiliriz...
*
İlk bölüm şahaneydi ancak kitabın içerisine girişi biraz zorlaştırır nitelikte... Tasvirle başlamak bana göre biraz riskli... Hem tasvirle hem de felsefi Henry ile :(
Kitapta insanların kendisini anlamadığını, eleştirdiğini ve dışladığını da Dorian karakteri üzerinden yansıtıyor yazar... Karakter isimleri çok başarılı bana göre. Akılda kalıcı ve dikkat çekici. Sadece Basil ve Lord Henry karakterlerinde tasvir zayıftı bana göre.
*
Kitabın ismi tam olarak çevrilmiş bile gözükse de iyice incelediğimizde ufacık bir nüans var. Kitabın İngilizce orijinal ismi ' The Picture of Dorian Gray'... Yani Dorian Gray'in resmi... Zaten kitabın içerisinde de karakterin bel üzerinden bir resminin yapıldığı belirtiliyor. Ancak Türkçeye çevirdiğimizde portresi kelimesi daha hoş duruyor...Bu bakımdan hoş görebiliriz bu durumu :)
*
Kitaptaki tek 'normal' aşk ilişkisi olan Dorian Gray- Sybll Vane ilişkisi de Sheakspeare kitaplarındaki o dramatik ve trajik ilişkiyi oldukça anımsatıyordu... Zaten kızın tiyatrolarda Sheakspeare kitaplarındaki kadın kahramanları canlandırması da çanak tutar nitelikte... Ama beni üzmeye yetti ve de amacına ulaştı...
*
Kitapta genellikle güzelliğe ve gençliğe övgü yer alıyor... Hatta kitabın tamamı güzelliğin ego üzerindeki etkisi ve gençliğin zihindeki negatif yansımaları ile bezenmiş durumda... Yazarın kendisini ve çarpık düşüncelerini anlattığı bir eser olduğu ve zamanında da çok tartışılan bir esere imza attığı açık.
*
Kitap içerisinde hem bir önsöz hem de çevirmenin yazdığı özel bir önsöz yer alıyor. Çevirmene teşekkürlerimi sunuyorum, her kitapta aslında bana göre böyle bir şey gerekli.
*
Olayların akışı kitap içerisinde belli bir bütünlükteydi ancak araya serpiştirilen ve kimi zaman sayfalarca süren Dorian'ın iç dünyasını aktaran felsefik yazılar bazen dayanılmaz hale geldi. Bu arada Lord Henry karakterini hiç beğenmedim :(
*
Kitapta en masum olanların sonuna çok üzüldüm; Sybll Vane, James Vane ve Basil Hallward...
*
Kitabımız elbette ki doğal olarak filme uyarlanmış... İzlemek isteyenleri - ben gibi- izlemeye davet edebilirim, bakalım kitap filme ne kadar aktarılabilmiş?
*
Kısacası, belli bir dönemin İngilteresine ayna tutan, belli bir dönemi yansıtan ve o döneme dair ipuçları veren bu felsefe ve sanat dozu inanılmaz yüksek kitabı, İngiltere hayranlarına, Oscar Wilde severlere, sanatla dolu bir kitap okumak isteyenlere, belli dönem kitapları severlere, az sayfalı yoğun romanlardan hoşlananlara, boş boş kitap okumak yerine zihnini de doldurmak isteyenlere, hem düşünce hem de olay içeren kitaplar okumayı sevenlere, felsefe bölümü öğrencilerine, eşcinsel yaklaşımların toplum üzerindeki ya da bireye yönelik etkisini araştıranlara, klasik eserler okumayı severlere, kimmiş bu Dorian Gray, Basil Hallward, gıcık Lord Henry diyenlere ve bu karakterleri tanımak isteyenlere, bir bakıma da Oscar Wilde isimli dava adamını tanımak isteyenlere tavsiye edebilirim. Ancak, düşünce romanlarından hoşlanmıyorsanız, İngiliz edebiyatı pek ilginizi çekmiyorsa, Oscar Wilde ve onun saçma düşünceleri hiç mi hiç ilgimi çekmiyor diyorsanız, Victoria dönemini merak etmiyor ve 'banane ya' diyorsanız, 'soğuk İngiliz cümleleri yetmez gibi bir de felsefesini mi çekeceğim ya' diyorsanız bu kitaptan ve yan etkilerinden uzak durun derim !!!
*
Kitaba puanım: 4
Daha güzel kitap eleştirilerinde de görüşmek dileğiyle...
Takipte Kalın
hasibecengizkarakuzu@gmail.com
Herkese sevgiler,
HC.
1 yorum oku / yaz
merhaba cnm 8-mart-hanimeli-hediyelesme-etkinligine katılmanı bekliyorum sevgilerle caanım:)
YanıtlaSilFikrini paylaşırsan çok sevinirim:)))