✿ Kitap Eleştirisi: Lizbon'a Gece Treni : Pascal Mercier ✿

20.4.17

Herkese merhaba!

Uzun bir aradan sonra nihayet yeni bir yazı! Evet çok uzun ve gereksiz bir ara oldu farkındayım ama ne yazık ki çok çok yoğun bir dönemden geçiyorum. Ancak bugün uzun zaman sonrasında okuyup bitirdiğim son kitap ile blogumdayım, bugün hep birlikte Lizbon'a gideceğiz :)))

Okuduğum ve bitirdiğim son kitap kütüphaneden almış olduğum kitaplar arasından seçtiğim bir kitaptı, zor bir okuma süreci olacağı sanırım malum olmuş ki bu kitabı öne aldım ve gerçekten de böyle oldu! İlginç bir şekilde, benim için oldukça uzun ve yavaş bir okuma oldu, biraz can sıkıcı elbette!

Kitabımız, Kırmızı Kedi Yayınları'ndan çıkma ve yaklaşık olarak 397 sayfa..


Kitabı kütüphanede ilk kez gördüğümde isim olarak bana çok sevdiğim Agatha Christie'nin bir kitabını anımsattı, ondan sebep ismine inanılmaz bir sempatiyle yaklaştım. Kitabın ön kapağını hiç sevemedim ne yazık ki, aslında kitaba ve içeriğine müthiş uyumlu ama bana göre siyah beyaz ve kırmızıyla çok daha farklı ve hoş bir tasarım yapılabilirmiş. Ön kapakta sadece Isabel Allende'ın kitap hakkındaki görüşüne katılıyorum ve onu beğendim. Arka kapak ise tam bir efsane, arka kapağı boydan boya kaplayan tüm metin bu değerli eserin konusuna ayrılmış çok da iyi olmuş bence :))


Kitabın konusuna gelelim: İsviçre'de Bern'de antik diller öğretmeni olan Raimund Gregorius, belli bir düzen ve intizam içerisinde giden hayatında bir gün tüm hayatını değiştirecek bir olay yaşar: Her sabah olduğu gibi okula giden köprüye ulaştığında köprüdeki bir kadın inanılmaz bir şekilde dikkatini çeker, kadın korkuluklara yaslanmış gibidir ve intihar etmek üzeredir. Gregorius kadına yaklaştığında ise bundan vazgeçer ve alnına bir telefon numarası yazarak Portekizce bir kelime söyler. Bu kelimenin büyüsüyle onunla okula kadar yürüyen Gregorius, kadının etkisinden çıkamaz ve lisede dersten çıkarak hayatına yepyeni bir yön verir; en değerli eşyalarını bile bırakarak Portekiz'e doğru sonu belirsiz bir yolculuk yapar... Portekiz'de bir kitapçıda Amedeu Prado'nun bir kitabına ulaşır ve bu muhteşem insanın hayatına derinlemesine bir dalış gerçekleştirir...


Kitabın biçimsel özellikleri ise şöyle: İlk sayfada yazar ve çevirmen hakkında kısa tanıtımlar, ikinci sayfada editör vs. bilgileri, üçüncü sayfada yazar-çevirmen-kitap-yayınevi ismi, alıntılar, içindekiler bölümünden sonra ilk bölümle kitaba giriş yapılıyor. Kitap dört büyük bölümden oluşuyor; Yola Çıkış, Karşılaşma, Deneme, Geri Dönüş, küçük bölümler rakamlarla belirlenmiş; toplamda 52 bölümden oluşuyor. Kitabın sonunda da yayınevinden çıkan Çağdaş Dünya Edebiyatı Serisi listelenmiş.
*
Kitabın puntosu epey büyük her kesimden okur okuyabilir. Sadece aralarda Amedeu Prado'nun kitabından ve notlarından bölümler italik olarak yazılmış. Bu bakımdan okuması punto bakımından kolaydı ancak akıcılığı çok yüksek bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Genel olarak duygu, düşünce ve de bolca felsefe içeren bir kitap, Prado modern zaman düşünürlerinden, hayat, ölüm, aşk, arkadaşlık, aile, yalnızlık gibi ana konularda sorgulamalar yaptığı pek çok felsefi metni var ve bana göre de üstün zekalı bir insanmış. Gerçekten yaşayıp yaşamadığını ya da örnek birinin hayatından esinlenip de yazılıp yazılmadığını bilemiyorum.


Gerçekten de bu kitap, benim son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan şüphesiz, içerisinde hayata dair pek çok sorgulama içeriyor. Kitabın türü aslında gizem, mistik, dram türlerini içeriyor, ancak bence en çok dram diyebiliriz. Buna bir de mistik eklenince gerçekten tadından yenmeyen bir kitap olmuş.
*
Kitabı okuması biraz zahmetli ve de sabır gerektiriyor evet ama sonunda sizleri müthiş bir hikaye bekliyor. Amadeu Prado'ya hayran olmamak mümkün değil gerçekten de yaşadığı çağın çok ötesinde bir insan ve yazılarıyla insanlara ışık oluyor.


Bir bakıma Raimund Gregorius hepimizin aslında hayal edip de yaşayamadığı bir hayat yaşıyor ve bu kitapta da hayallerinin peşinden koşuyor. Duyduğu bir kelimeyle ve de bir kadının etkisiyle bunca yol gitmek gidip de başka bir hayatın içerisine bu kadar dalmak ne kadar mantıklı tartışılır ama bence Gregorius'un yaptığına değdi diye düşünüyorum. Kitapta hem kendini buluyor hem de yaşadığı dönemde birçok çıkmazın içinde bulunan bir insanın yaşantısını gözlemleyip yeniden yorumluyor.
*
Kitapta, İspanya'dan İsviçre'ye kadar pek çok durakta durup kısa kısa yolculuklar yapıyoruz. Çok fazla yer verilmemiş olsa da bu durakları okumak bile ayrı keyifliydi, ve bu yolculuğu sanki kendimiz yapıyor gibi hissetmek... Benim gibi macera sever bir insansanız işte bu kitap tam sizlik... Hayallerinin, düşüncelerinin ve hislerinin peşinden gidebilecek cesareti olan herkes için...


Bolca tasvir, inanılmaz net bir üslup ve ortaya çıkan şahane bir eser... Bilemiyorum nasıl olmuş da halen daha ödül alamamış, kesinlikle ödüllü bir eser olması gerekirdi bence.
*
Kitapta neredeyse tüm karakterler üst tabaka ve zengin, birkaçı hariç. Geçmişteki karakterlerde biraz tasvir eksikliği mevcuttu ancak çok da problem değil, çünkü önemli olan oradaki olaydı. Gözümden kaçmadı ama :)))


Çok severek okuduğum, başarılı ötesi bulduğum bir romandı, umarım okur ve de bolca keyif alırsınız. Ben unutamayacağım ve etkilendiğim kitaplar listesine bir yenisini daha ekledim, ve herkese de bu kitabı öneriyorum. Özellikle seyahat kitaplarını okumayı severler, macera severler, gezmeyi sevenler bu kitaba bayılacaklardır :))
*
Benim bu güzelliğe dair yorumlarım işte böyleydi, umarım yazımı keyifle okumuşsunuzdur! Yazımı beğendiyseniz sosyal medyada paylaşmayı ve blogumu sağ üst köşeden takibe almayı unutmayın :) Eğer beni sosyal medyadan da takip ederseniz yeni yazılarımdan ilk haberdar olanlardan olabilirsiniz...


Takipte Kalın





hasibecengizkarakuzu@gmail.com
Herkese sevgiler, 

H. ♥️ 

You Might Also Like

0 yorum oku / yaz

Fikrini paylaşırsan çok sevinirim:)))