Dizi Yorumu: 13 Reasons Why ( 1. Sezon )
15.6.17
Herkese yeniden merhaba!
Nasılsınız, umuyorum ki iyisinizdir... Bugün sizlerle blogda bir ilki gerçekleştirip bir dizi yorumlayacağız, evet bu bu blog için bir ilk! Yabancı dizileri hem süreleri hem de ulaşım kolaylıkları artı bir de ufuk açan yaratıcı konuları için izlemeyi gerçekten çok seviyorum. Bana göre en azından bir tane yabancı dizi izlemeli ömrü hayatında herkes. Benim yabancı dizilerle ilk tanışmam ise efsane kanal CNBC-E sayesinde olmuştur, fırsat buldukça açar izlerdim, ailenin diğer üyeleri izlemekten çok keyif almasalar bile ben her bulduğum fırsatta açıp izlerdim, bölük pörçük olurdu izlediğim şeyler evet ama yine de bana çok şey katardı, en önemlisi televizyon izlemeyi sevdirirdi, ki televizyonu halen daha sevmiyorum malesef. Çok boş, çok vakit öldürücü ve çok gereksiz bana göre... Yani saatlerini ekrana bakarak geçirmek,her neyse.
Bugünse bana göre yapılan en iyi işlerden biri olmasa da verdiği mesajlar bakımından çok önemli bir yere sahip olan bir diziyi konuşacağız, Thirteen Reasons Why / Ölmek İçin 13 Sebep... Bu isim çok yabancı olduğum bir isim değil aslında, Instagram'da sürekli kitabını görürdüm ve okumak isterdim ki halen daha okumak istiyorum ama bir türlü fırsat olmadı :( Şimdi de bu harika kitabın dizi uyarlaması yapıldı ve Netflix Mart ayında yayınlamaya başladı, ilk sezonu toplamda 13 bölümden oluşuyor ve sona erdi, ikinci sezonun ise 2018'de başlayacağı söyleniyor, sabırsızlıkla bekliyorum. Hadi başlayalım o zaman!
Öncelikle dizinin konusundan bahsetmek istiyorum, daha sonra oyunculuklar, oyuncular vs.ye geçeceğim. Dizi, Amerika'da bir kasabada - ki Amerika'nın bu küçük kasabaları ve bu kasabalarda olup bitenler dillere destandır gerçekten, kitaplara filmlere ve dizilere konu olurlar genelde ve tüm konular buralardan çıkar- geçer ve buradaki yerel bir liseyi konu alır. Hannah Baker ailesiyle birlikte bu kasabaya yeni taşınmıştır ve babası küçük esnaf olduğundan Walplex denen bir süpermarketten kaçmak için buraya taşınmışlardır. Önceleri arkadaş bulmaya çalışan ve kendini buraya ait hissetmeye çalışan Hannah'nın başına gelenler dizide yer alır. Ve işler dayanılamayacak bir noktaya gelince Hannah Baker trajik bir şekilde hayatına son verir. Ölmeden önce ise hayatına son vermesine neden olan 13 kişiyi her kişi bir kasette olacak şekilde seslendirmiş ve bu kasetlere dair talimatlar bırakmıştır. Talimatlara göre, bu kasetlerde yer alan herkes bu kasetleri dinleyecek ve ondan sonra gelene devredecektir, eğer talimatlar yerine getirilmezse Hannah'ın güvendiği arkadaşlarından biri bu kasetleri açığa çıkaracaktır. Clay, Hannah'a en yakın olan kişilerden biridir, hem sınıf arkadaşı hem de iş arkadaşıdır, çünkü bir zamanlar birlikte kasabanın yerel sinemasında part time çalışmışlardır. Kasetler Clay'in eline geçer ve hep birlikte bu zavallı genç kızın hayatındaki acımasız yolculuğumuz başlar... Peki Clay kasetleri ne yapacaktır, gerçekler ortaya çıkacak mıdır?
Gerek konu, gerekse de işleniş olarak insanın ciğerini dağlayan bir yapım olmuş gerçekten de, özellikle diziyi izlemeye başlayacaksanız eğer sizlere birkaç önerim olacak: Dizide ergenlik dönemi konu edinildiğinden +18 pek çok detay ve sahne var ve bunlar anılar şeklinde defalarca kez yineleniyor. Haricinde her detay titizlikle işlenmiş bu bakımdan asla sansür yok, yani Hannah'nın intiharını birebir yaşadık ve bunu sanırım hayatım boyunca unutmayacağım. Bunun dışında 9. bölümden sonrası için de bir uyarı yapmalıyım, bu bölümden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmuyor !
Uyarılarımı yaptım ve içim rahatladı, okuduğum yorumlardan 9. bölümde bir şeyler olacağını biliyordum ama sonrasına dair pek bir şey okumamıştım. Ve beni 13. bölüm çok yaraladı, bana göre en vurucu ve en etkileyici bölümdü. Hannah'nın intiharı özellikle her detay, her sahne başarıyla canlandırılarak işlenmişti ve çok etkileyiciydi. Buradan tebrik ediyorum. Bana göre izleyiciye vaat ettiklerini yerine getiren bir yapım olmuş, çünkü en başlarda herkesin tek yaklaşımı, saçma sapan bir ergen dizisi olduğu yönündeydi, benim de öyle, ancak herkes dizinin başında ya da sonunda bir intihar olacağını bilmesine rağmen izledi ve bence bütün ebeveynlerin izlemesi gereken bir yapım olmuş. Amerikan liselerinin ne halde olduğu aslında zaten defalarca kez dizilere ya da filmlere aktarılmıştı ancak sanırım şimdiye dek bu kadar etkileyicisi çekilmemişti. O nedenle özellikle Amerikalılar daha bir dikkatle izlemeliler!
Filmdeki karakter seçimleri ile oyuncuları yakıştırdım, özellikle Clay ve Tony benim favorim oldular. Ve elbette Hannah! Zavallı Hannah! Ama yaptığı şeyi asla onaylamıyorum ve bence yolun sonunda değildi, biraz daha güçlü olabilmeli ve bu gerizekalılar çetesiyle savaşabilmeliydi! Bu arada spoileri verebilirim arada, ama dizi zaten spoilere kafa atar gibi bir dizi sonuçta dizinin sonunu biliyorsunuz yani daha ne olsun değil mi? Her neyse, dizide okulun basketbol takımında ve ponpon kız takımında yer alan bir grup var ve malesef partilerde Hannah bu gruba bulaşıyor ve aptal birtakım arkadaşlar edinip malesef kendi kendisini mahvediyor. Bu aptal arkadaşların en tepesine sanırım Alex'i ve Jessica'yı koyabiliriz !!! Bu gruba gerçekten çok kızgınım ama altın vuruşu yapan esas Bryce o. çocuğuna çok kızgınım, insan bile değilsin!
Hepimiz liseden geçtik, gerçi ben kız meslek çıkışlıyım ama yine de bu tür zorbalıklara maruz kaldık hepimiz, bizim okulda da bu türden birkaç şımarık ve popüler kız vardı ve genelde takışırdık. Zaten bu tür insanları oldum olası sevemedim belki de kendim de bir popüler olamadığım için. Aslına bakarsanız olmak da istemezdim zaten, ancak bizimkilerden daha beter bir de Amerikan kültürüyle beslenmiş ve çok geniş ve rahat ailelerde yaşayan lise çağındaki çocuklar var. Bu çocuklar, daha bu yaşta, seks, uyuşturucu ve spor arabalarla tanışıyorlar ve sonları da şımarmak ve her istediklerini elde edebileceklerini düşünmeleri oluyor. Bryce işte tam da bu türden!
Dizinin çok ağır, melankolik ve biraz da depresif bir havası var lütfen kabul edelim ve bu biraz da size bulaşıyor, bunu muhtemelen etkileyiciliğe bağlamak lazım. Dizide bir günümüz, bir geçmiş ve diyaloglar yer alıyor, komplike çekilmiş ve dram olmasına rağmen asla sıkıcı olmayan bir dizi olmuş. Çok fazla aksiyon yok evet ama duygular, düşünceler çok ön planda. Bu çocukların bu genç yaşlarına rağmen birer birey olduklarını hissediyorsunuz adeta, kendi hayatları, fikirleri ve yaşam tarzları var. Yine dizide her çocuk kendini irdeliyor, kendiyle hesaplaşıyor ve Hannah'nın intiharı bir şey! olmaktan çıkıp bir önem kazanıyor.
Açıkçası o kasetlerdeki sebeplerden biri olmak istemezdim, çünkü bu çok üzücü ve vicdan azabı çektirici bir şey olurdu! Diziyi muhtemelen sürekli aynı okulda, aynı sınıfta, evde ve kafede geçtiği için sıkıcı bulanlarınız olabilir ama bence bu sıkıcılığını konusu ve işlenişiyle bertaraf edebiliyor. Ayrıca dizinin müziklerini yüksek oranda Twilight'a benzettim ve çok başarılı buldum, müzikleri kendini hissettiriyor. Buna rağmen dram türünde bir dizi olmasına rağmen asla trajik ve depresifliği daha da arttıran müzikler yok. Bunu sevdim, çünkü o zaman gerçekten iç karartıcı olabilirdi! Dizide, küçük esnafın ülkesi neresi olursa olsun büyük süper marketlerden çektikleri, okullarda uygulanan zorbalıklar, liselerin hali, teknolojinin hayatımıza getirdiği zorluklar, anne babanın çocuklarını tanımaması vs. üzerine bir sürü güzel mesaj var, anlayabilene elbette! Gerçekten de Hannah tek çocuk olmasına rağmen ailesinin onu ne kadar az tanıdığını görmek çok üzücü! Annesi ölümünden sonra odasında bir neden arıyor ve kızının neler yaşadığından haberi bile yok!
Dizide Hannah'nın arkadaş edinme çabaları ve her çabasındaki başarısızlığı beni çok üzdü yine, kötü arkadaşlıkların insanı götürebileceği dip noktalar da öyle. Bu kızcağızımız sadece onlardan biri ama bunun gibi binlerce hikaye var, dikkatimizi çekmeliler !
Hannah'nın uzun saçlı halini çok beğendim ve başroldeki kızımız gerçekten de çok güzel, başına gelenler belki de biraz da bundan, güzel bir kız olmasından. Ve o partiler gerçek birer facialar. Diziyi çok severek izledim ve anlayacağınız üzere çok etkilendim, dizinin ilk sezonu çok başarılı bir grafik çizdi ve tam yerinde bitti, şimdi işin yoksa bir sene bekle :( Umarım diziyi izlersiniz ve yorumlarımı beğenirsiniz!
Evet sanırım her şeyden bahsettim, umarım keyifle okumuşsunuzdur yazımı, yeni yazılarda görüşmek dileğiyle o halde! Yazımı beğendiyseniz sosyal medyada paylaşmayı ve blogumu sağ üst köşeden takibe almayı unutmayın :) Eğer beni sosyal medyadan da takip ederseniz yeni yazılarımdan ilk haberdar olanlardan olabilirsiniz...
Nasılsınız, umuyorum ki iyisinizdir... Bugün sizlerle blogda bir ilki gerçekleştirip bir dizi yorumlayacağız, evet bu bu blog için bir ilk! Yabancı dizileri hem süreleri hem de ulaşım kolaylıkları artı bir de ufuk açan yaratıcı konuları için izlemeyi gerçekten çok seviyorum. Bana göre en azından bir tane yabancı dizi izlemeli ömrü hayatında herkes. Benim yabancı dizilerle ilk tanışmam ise efsane kanal CNBC-E sayesinde olmuştur, fırsat buldukça açar izlerdim, ailenin diğer üyeleri izlemekten çok keyif almasalar bile ben her bulduğum fırsatta açıp izlerdim, bölük pörçük olurdu izlediğim şeyler evet ama yine de bana çok şey katardı, en önemlisi televizyon izlemeyi sevdirirdi, ki televizyonu halen daha sevmiyorum malesef. Çok boş, çok vakit öldürücü ve çok gereksiz bana göre... Yani saatlerini ekrana bakarak geçirmek,her neyse.
Bugünse bana göre yapılan en iyi işlerden biri olmasa da verdiği mesajlar bakımından çok önemli bir yere sahip olan bir diziyi konuşacağız, Thirteen Reasons Why / Ölmek İçin 13 Sebep... Bu isim çok yabancı olduğum bir isim değil aslında, Instagram'da sürekli kitabını görürdüm ve okumak isterdim ki halen daha okumak istiyorum ama bir türlü fırsat olmadı :( Şimdi de bu harika kitabın dizi uyarlaması yapıldı ve Netflix Mart ayında yayınlamaya başladı, ilk sezonu toplamda 13 bölümden oluşuyor ve sona erdi, ikinci sezonun ise 2018'de başlayacağı söyleniyor, sabırsızlıkla bekliyorum. Hadi başlayalım o zaman!
Öncelikle dizinin konusundan bahsetmek istiyorum, daha sonra oyunculuklar, oyuncular vs.ye geçeceğim. Dizi, Amerika'da bir kasabada - ki Amerika'nın bu küçük kasabaları ve bu kasabalarda olup bitenler dillere destandır gerçekten, kitaplara filmlere ve dizilere konu olurlar genelde ve tüm konular buralardan çıkar- geçer ve buradaki yerel bir liseyi konu alır. Hannah Baker ailesiyle birlikte bu kasabaya yeni taşınmıştır ve babası küçük esnaf olduğundan Walplex denen bir süpermarketten kaçmak için buraya taşınmışlardır. Önceleri arkadaş bulmaya çalışan ve kendini buraya ait hissetmeye çalışan Hannah'nın başına gelenler dizide yer alır. Ve işler dayanılamayacak bir noktaya gelince Hannah Baker trajik bir şekilde hayatına son verir. Ölmeden önce ise hayatına son vermesine neden olan 13 kişiyi her kişi bir kasette olacak şekilde seslendirmiş ve bu kasetlere dair talimatlar bırakmıştır. Talimatlara göre, bu kasetlerde yer alan herkes bu kasetleri dinleyecek ve ondan sonra gelene devredecektir, eğer talimatlar yerine getirilmezse Hannah'ın güvendiği arkadaşlarından biri bu kasetleri açığa çıkaracaktır. Clay, Hannah'a en yakın olan kişilerden biridir, hem sınıf arkadaşı hem de iş arkadaşıdır, çünkü bir zamanlar birlikte kasabanın yerel sinemasında part time çalışmışlardır. Kasetler Clay'in eline geçer ve hep birlikte bu zavallı genç kızın hayatındaki acımasız yolculuğumuz başlar... Peki Clay kasetleri ne yapacaktır, gerçekler ortaya çıkacak mıdır?
Gerek konu, gerekse de işleniş olarak insanın ciğerini dağlayan bir yapım olmuş gerçekten de, özellikle diziyi izlemeye başlayacaksanız eğer sizlere birkaç önerim olacak: Dizide ergenlik dönemi konu edinildiğinden +18 pek çok detay ve sahne var ve bunlar anılar şeklinde defalarca kez yineleniyor. Haricinde her detay titizlikle işlenmiş bu bakımdan asla sansür yok, yani Hannah'nın intiharını birebir yaşadık ve bunu sanırım hayatım boyunca unutmayacağım. Bunun dışında 9. bölümden sonrası için de bir uyarı yapmalıyım, bu bölümden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmuyor !
Uyarılarımı yaptım ve içim rahatladı, okuduğum yorumlardan 9. bölümde bir şeyler olacağını biliyordum ama sonrasına dair pek bir şey okumamıştım. Ve beni 13. bölüm çok yaraladı, bana göre en vurucu ve en etkileyici bölümdü. Hannah'nın intiharı özellikle her detay, her sahne başarıyla canlandırılarak işlenmişti ve çok etkileyiciydi. Buradan tebrik ediyorum. Bana göre izleyiciye vaat ettiklerini yerine getiren bir yapım olmuş, çünkü en başlarda herkesin tek yaklaşımı, saçma sapan bir ergen dizisi olduğu yönündeydi, benim de öyle, ancak herkes dizinin başında ya da sonunda bir intihar olacağını bilmesine rağmen izledi ve bence bütün ebeveynlerin izlemesi gereken bir yapım olmuş. Amerikan liselerinin ne halde olduğu aslında zaten defalarca kez dizilere ya da filmlere aktarılmıştı ancak sanırım şimdiye dek bu kadar etkileyicisi çekilmemişti. O nedenle özellikle Amerikalılar daha bir dikkatle izlemeliler!
Filmdeki karakter seçimleri ile oyuncuları yakıştırdım, özellikle Clay ve Tony benim favorim oldular. Ve elbette Hannah! Zavallı Hannah! Ama yaptığı şeyi asla onaylamıyorum ve bence yolun sonunda değildi, biraz daha güçlü olabilmeli ve bu gerizekalılar çetesiyle savaşabilmeliydi! Bu arada spoileri verebilirim arada, ama dizi zaten spoilere kafa atar gibi bir dizi sonuçta dizinin sonunu biliyorsunuz yani daha ne olsun değil mi? Her neyse, dizide okulun basketbol takımında ve ponpon kız takımında yer alan bir grup var ve malesef partilerde Hannah bu gruba bulaşıyor ve aptal birtakım arkadaşlar edinip malesef kendi kendisini mahvediyor. Bu aptal arkadaşların en tepesine sanırım Alex'i ve Jessica'yı koyabiliriz !!! Bu gruba gerçekten çok kızgınım ama altın vuruşu yapan esas Bryce o. çocuğuna çok kızgınım, insan bile değilsin!
Hepimiz liseden geçtik, gerçi ben kız meslek çıkışlıyım ama yine de bu tür zorbalıklara maruz kaldık hepimiz, bizim okulda da bu türden birkaç şımarık ve popüler kız vardı ve genelde takışırdık. Zaten bu tür insanları oldum olası sevemedim belki de kendim de bir popüler olamadığım için. Aslına bakarsanız olmak da istemezdim zaten, ancak bizimkilerden daha beter bir de Amerikan kültürüyle beslenmiş ve çok geniş ve rahat ailelerde yaşayan lise çağındaki çocuklar var. Bu çocuklar, daha bu yaşta, seks, uyuşturucu ve spor arabalarla tanışıyorlar ve sonları da şımarmak ve her istediklerini elde edebileceklerini düşünmeleri oluyor. Bryce işte tam da bu türden!
Dizinin çok ağır, melankolik ve biraz da depresif bir havası var lütfen kabul edelim ve bu biraz da size bulaşıyor, bunu muhtemelen etkileyiciliğe bağlamak lazım. Dizide bir günümüz, bir geçmiş ve diyaloglar yer alıyor, komplike çekilmiş ve dram olmasına rağmen asla sıkıcı olmayan bir dizi olmuş. Çok fazla aksiyon yok evet ama duygular, düşünceler çok ön planda. Bu çocukların bu genç yaşlarına rağmen birer birey olduklarını hissediyorsunuz adeta, kendi hayatları, fikirleri ve yaşam tarzları var. Yine dizide her çocuk kendini irdeliyor, kendiyle hesaplaşıyor ve Hannah'nın intiharı bir şey! olmaktan çıkıp bir önem kazanıyor.
Açıkçası o kasetlerdeki sebeplerden biri olmak istemezdim, çünkü bu çok üzücü ve vicdan azabı çektirici bir şey olurdu! Diziyi muhtemelen sürekli aynı okulda, aynı sınıfta, evde ve kafede geçtiği için sıkıcı bulanlarınız olabilir ama bence bu sıkıcılığını konusu ve işlenişiyle bertaraf edebiliyor. Ayrıca dizinin müziklerini yüksek oranda Twilight'a benzettim ve çok başarılı buldum, müzikleri kendini hissettiriyor. Buna rağmen dram türünde bir dizi olmasına rağmen asla trajik ve depresifliği daha da arttıran müzikler yok. Bunu sevdim, çünkü o zaman gerçekten iç karartıcı olabilirdi! Dizide, küçük esnafın ülkesi neresi olursa olsun büyük süper marketlerden çektikleri, okullarda uygulanan zorbalıklar, liselerin hali, teknolojinin hayatımıza getirdiği zorluklar, anne babanın çocuklarını tanımaması vs. üzerine bir sürü güzel mesaj var, anlayabilene elbette! Gerçekten de Hannah tek çocuk olmasına rağmen ailesinin onu ne kadar az tanıdığını görmek çok üzücü! Annesi ölümünden sonra odasında bir neden arıyor ve kızının neler yaşadığından haberi bile yok!
Dizide Hannah'nın arkadaş edinme çabaları ve her çabasındaki başarısızlığı beni çok üzdü yine, kötü arkadaşlıkların insanı götürebileceği dip noktalar da öyle. Bu kızcağızımız sadece onlardan biri ama bunun gibi binlerce hikaye var, dikkatimizi çekmeliler !
Hannah'nın uzun saçlı halini çok beğendim ve başroldeki kızımız gerçekten de çok güzel, başına gelenler belki de biraz da bundan, güzel bir kız olmasından. Ve o partiler gerçek birer facialar. Diziyi çok severek izledim ve anlayacağınız üzere çok etkilendim, dizinin ilk sezonu çok başarılı bir grafik çizdi ve tam yerinde bitti, şimdi işin yoksa bir sene bekle :( Umarım diziyi izlersiniz ve yorumlarımı beğenirsiniz!
Evet sanırım her şeyden bahsettim, umarım keyifle okumuşsunuzdur yazımı, yeni yazılarda görüşmek dileğiyle o halde! Yazımı beğendiyseniz sosyal medyada paylaşmayı ve blogumu sağ üst köşeden takibe almayı unutmayın :) Eğer beni sosyal medyadan da takip ederseniz yeni yazılarımdan ilk haberdar olanlardan olabilirsiniz...
Takipte Kalın
H. ♥️
0 yorum oku / yaz
Fikrini paylaşırsan çok sevinirim:)))